Kartımı internet alışverişine nasıl kapatırım ?

BarnaBi

Global Mod
Global Mod
Fener Rum Lisesi Kermesi 2024: Bir Hikâyenin İçinden

Sevgili forumdaşlar, bazen bir etkinlik sadece tarih ve saat meselesi değildir. Fener Rum Lisesi’nin kermesi işte tam da böyle bir şey. Birçoğumuzun çocukluk hatıralarına, mahalle sıcaklığına ve topluluk ruhuna dokunan bir gelenek. Bu yılki kermesin ne zaman olacağını merak ederken, aklıma geçen seneki bir anım geldi. Belki de o günü hatırlamak, bugünkü sorularımıza daha anlamlı bir cevap verecek.

Kermes Yolu

Geçen yıl mayıs ayının serin ama güneşli bir sabahıydı. Balat’ın dar sokaklarından yukarıya doğru yürürken içimde heyecan vardı. Kırmızı tuğlalarıyla ihtişamlı duran Fener Rum Lisesi uzaktan görünmeye başladığında, kalbim hızlanmıştı. Yanımda dostum Cem vardı. Cem tipik bir çözüm odaklı adamdır; bir şey planlarken önce yol, zaman, maliyet hesabı yapar. Bana, “Bak,” dedi, “önce hangi standlara bakacağımızı belirleyelim, yoksa vakit yetişmez.”

O sırada yanımıza Elif katıldı. Elif, her zamanki gibi duygularıyla hareket eden, insanlarla bağ kurmayı seven biridir. Daha okula girmeden sokakta çocuklara dağıtılan simitleri görüp, “Ah, şu sıcaklığı seviyorum, insanlar birbirine dokunuyor” diye gülümsedi. İşte o an fark ettim: Kermes dediğimiz şey aslında sadece yemek, el işi ya da piyango değil; herkesin kendi ruhunu ortaya koyduğu bir sahneydi.

Kalabalığın İçinde

Okulun avlusuna adım attığımızda bir renk cümbüşüyle karşılaştık. Standlarda börekler, baklavalar, reçeller… Bir yanda eski fotoğraf albümleri, diğer yanda el emeği göz nuru oyuncaklar. Cem stratejik bakış açısıyla hemen “öncelik sırasını” belirlemeye çalışıyordu: “Tatlıyı sona bırakalım, yoksa bütün enerjimiz düşer.” Elif ise yaşlı bir teyzenin yaptığı iğne oyasıyla ilgileniyordu. O kadının anlattığı hikâyeleri dinlerken gözleri doldu: “Bunları kızım için yapmıştım, ama o gidince elimde kaldı…”

İşte o an, kermesin neden bu kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. İnsanların geçmişlerini, duygularını, kayıplarını ve umutlarını paylaşabildikleri bir alan burası.

Çözümcü ile Duygucu Arasında

Cem’in planı sayesinde standların çoğunu gezebildik. Fakat Elif’in insanlarla kurduğu bağ, günü bambaşka bir renge boyadı. Bir standda Rum asıllı bir amca bize okulun tarihini anlattı. Cem sorularıyla detayları öğrenmeye çalışırken, Elif amcanın gözlerindeki parıltıyı fark edip sohbeti daha da derinleştirdi. “Sizce bu okulun kermesi neden bu kadar özel?” diye sordu Elif. Adam gözlerini avlunun duvarlarına çevirdi: “Çünkü bu kermes bizi biz yapan şeylerin hâlâ yaşadığını gösteriyor.”

O an herkes sustu. Bir yanda stratejik düşünen, günü planlayan Cem; diğer yanda duyguların izini süren Elif. Ben ise ikisinin arasında gidip geliyordum.

2024’te Beklenti

Şimdi gelelim esas soruya: “Fener Rum Lisesi Kermesi 2024 ne zaman?” Belki kesin tarihini resmi duyurulardan öğreneceğiz ama bence asıl mesele o günün hangi tarihe denk geleceği değil, o günün bizde nasıl bir his bırakacağı. Bir pazar sabahı mı olacak? Belki mayısın ortasında? Bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var: Oraya gittiğimizde geçmişle bugünü, farklı kültürleri, farklı bakış açılarını aynı avluda buluşturacağız.

Bir Provokatif Soru

Şimdi size soruyorum forumdaşlar: Biz bu tür kermesleri sadece “etkinlik” diye mi görüyoruz, yoksa kaybolmaya yüz tutmuş bir hafızanın yeniden canlanışı olarak mı? Belki de asıl mesele kermesin ne zaman olduğu değil, bizim o gün oraya nasıl bir ruhla gideceğimizdir. Sizce bu tür etkinlikler olmadan İstanbul hâlâ aynı İstanbul olur muydu?

Bir Hatırlatma

Kermesin tarihi elbet duyurulacak. Ama şimdiden içimizde hazırlığa başlamalıyız. Cem gibi plan yapmalı, Elif gibi hissetmeli. Belki de en güzeli, ikisini birleştirmek: Hem aklımızla hem kalbimizle orada olmak. Çünkü bazen bir reçelin tadı, bazen bir yabancının gözlerindeki sıcaklık, bize ait olduğumuzu hatırlatır.

Ve işte o yüzden ben şimdiden 2024 kermesini bekliyorum. Çünkü orada sadece yiyecek, eşya ya da konser olmayacak; orada hayatın ta kendisi olacak.

Peki siz? Gittiğinizde hangi yanınızı öne çıkaracaksınız? Stratejik tarafınızı mı, yoksa empati dolu tarafınızı mı? Ya da belki benim gibi ikisini birden?