Türkiye’yi pazar olarak bakılırsan ülkeler üzgün! Karadeniz’de hayli daha fazla doğal gaz var Dünya güç kriziyle gayret ederken Türkiye bir yandan güçte çeşitliliği ve dışa bağımlılığı azaltacak adımları peş peşe atıyor. Türkiye’yi güçte değerli bir aktör haline getiren sondaj gemileri Fatih, Yasal ve Yavuz’a arkadaş geliyor. 1 yılı aşkın müddettir 4. derin deniz sondaj gemisi arayışında olan TPAO, Güney Koreli Daewoo ile anlaştı. 7. jenerasyon sondaj gemisi “West Cobalt” yeni bir isim verildikten daha sonra Karadeniz’e açılacak.
Tüm gözlerin çevrildiği Karadeniz’deki son durumu köşesine taşıyan Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak gazetesindeki köşesi yazısında, Güç Bakanı Dönmez’in Hazar Denizi ve Karadeniz’in benzerliğine dikkat çektiği belirtti.
İşte Acet’in o yazısı;
Salı günü yapılan EPDK binasının açılış merasiminden, güç başlığının altını dolduracak dikkat cazip iletiler kamuoyuna yansıdı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşmasında, muhalefetin tavrını eleştirdikten daha sonra, doğal gaz arama çalışmalarına dair kararlılık iletileri verdi, “Nerede ne var bulup çıkaracağız” dedi:
“İsteseniz de istemeseniz de sondaj gemilerini de artıracağız, sismik araştırmaları da artıracağız ve Karadeniz’de de Akdeniz’de de nerede ne var ne yok bunları bulup çıkartacağız.”
Güç ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Karadeniz’de yürütülmekte olan doğal gaz keşif ve çıkarma çalışmalarına dair kullandığı bir cümle ise, dikkatlerin bir daha bu bölgeden gelebilecek haberlere çevrilmesine yol açtı:
“Karadeniz’deki keşiflerimizin ölçüsünü ve bedelini artıracak yeni muştular için gün sayıyoruz”
Bakan Dönmez, biraz da mühendis olması hasebiyle, dereyi görmeden paçayı sıvayacak birisi değildir.
Daha evvel Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca muştusu verilen doğal gaz keşif açıklaması öncesinde, yapılan keşiften ve ölçüsünden emin olmak için çalışma takımıyla bir arada gösterdiği titizlik bunun örneklerinden birisidir.
Daha evvel yapılan açıklamalarda, Karadeniz’de yeni bir ‘keşif sondajı’ için takvim olarak yılsonu, ya da 2022 başlarına işaret edilmişti.
Güç Bakanı “Yeni muştular için gün sayıyoruz” söylemiş olduğine bakılırsa, demek ki ‘dere göründü’, vakit geldi ya da epey yaklaştı diye düşünmemiz mümkün hale geliyor.
GÜÇ BAKANI’NIN BU KADAR UMUTLU KONUŞMASININ niçinİ: YENİ GELİŞTİRİLEN ALGORİTMA DOĞAL GAZ VARSAYIMLARINI GÜÇLENDİRDİ
Temmuz sonunda Karadeniz’in 170 kilometre açıklarında bakılırsav yürüten Fatih Sondaj Gemisi’nde Güç Bakanı Dönmez’le bir ortaya gelmiştik.
Televizyon programı için yaptığımız o seyahat, Karadeniz’in derinliklerine dair yeni bilgiler ve yeni fikirler edinmemizi de sağlamıştı.
Yarım günlük o seyahatte, Bakan Dönmez’in yanısıra, doğal gaz keşif ve çıkarma çalışmalarını yürüten Türkiye Petrolleri’nin yöneticileriyle, özgüveni yüksek teknik çalışanıyla sohbet edip, aklımızdaki sorulara dikkat alımlı yanıtlar almıştık.
O sohbetler, yeni ve hayli kıymetli bir bilgi edinmemizi sağlamıştı.
Sanıyorum, Bakan Dönmez’in bu kadar umutlu olmasını sağlayan bilgi de oydu.
O gün bize anlatılanlara göre, sondaj öncesi, rezerv potansiyelini belirlemek için tarama yapma manasına gelen sismik araştırmalarda yeni bir algoritma geliştirilmişti.
İki boyutlu taramalardan 3d taramalara geçilmiş, tıbbi tabirle ifade edecek olursak, röntgenden, tomografi düzeyine erişilmiş, bu sayede de, Karadeniz’in tabanıyla ilgili daha net ‘fotoğraflar’ elde edilmeye başlanmıştı.
Bu yeni algoritma yardımıyla daha evvel sismik taramaların verdiği sonuçlarla ilgili iddia oranı yüzde 20 düzeylerinde iken, artık bu oran yüzde 80’lere kadar çıkmıştı.
Ve yüzde 80’lere yükselen varsayım oranları, Karadeniz’in altında keşfedilmeyi ve çıkarılmayı bekleyen epey daha fazla doğal gaz potansiyeline işaret ediyordu.
KARADENİZ HAZAR DENİZİ’NE BENZİYOR
Hiç kuşkusuz, Karadeniz’den yeni keşiflerin yapılması, keşfedilen gazın devreye girmesi, Türkiye’yi rahatlatacak, doğal gaz tedarikinde elini güçlendirecek, döviz baskısını azaltacak, dışarıya bağımlılık düzeyini düşürecektir.
Bir de, ortasından geçtiğimiz süreçte doğal gaz ve genel manada güç meblağlarının inanılmaz ölçüde tırmanışa geçtiği düşünüldüğünde, bu keşiflerin Türkiye için ‘stratejik değerinin’ ne olduğu hayli daha yeterli anlaşılabilir.
Güç Bakanı Dönmez, Fatih Sondaj Gemisi’nde konuşurken bize, Karadeniz’in Hazar’la olan benzerliklerinden kelam etmişti.
Hazar Gölü/Denizi’nin altındaki zenginliklerinin bir benzerinin Karadeniz’de de bulunduğuna atıfla.
Karadeniz’in Akdeniz’e göre Türkiye için sunduğu bir avantaj daha var.
O da şu:
1980’lerde Sovyetler Birliği çabucak hemen dağılmadan deniz yetki alanları belirlendiği için, Hazar’ın ya da Akdeniz’in statüsü üzere bir sorun, Karadeniz için kelam konusu değil.
Fakat bu biçimde bir durum var diye, bu biçimde bir bilginin, ‘enerji politiği’ anlamında gevşek davranmanızı sağlayabileceği de düşünülmesin.
Unutulmasın, büyük, global ölçekte tesirler üreten bir oyun alanı burası.
Sizi keyifli eden bir keşif haberi, potansiyel rakiplerinizi, sizi ‘pazar’ olarak goren ülkeleri mutsuz ediyor.
Temmuz sonunda Bakan Dönmez’e “Şimdiye kadar Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bedeli ne kadar” diye sorduğumda, o günkü fiyatlarla 100 milyar doların üstünde yanıtını vermişti.
Bugünkü fiyatlar, o günkü 100 milyar doların da fazlaca üstünde olduğuna işaret ediyor.
Bir de yeni keşifler yapıldığında, yeni muştular geldiğinde bu sayıların hangi düzeylere ulaşacağını düşünmek lazım.
Tüm gözlerin çevrildiği Karadeniz’deki son durumu köşesine taşıyan Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak gazetesindeki köşesi yazısında, Güç Bakanı Dönmez’in Hazar Denizi ve Karadeniz’in benzerliğine dikkat çektiği belirtti.
İşte Acet’in o yazısı;
Salı günü yapılan EPDK binasının açılış merasiminden, güç başlığının altını dolduracak dikkat cazip iletiler kamuoyuna yansıdı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşmasında, muhalefetin tavrını eleştirdikten daha sonra, doğal gaz arama çalışmalarına dair kararlılık iletileri verdi, “Nerede ne var bulup çıkaracağız” dedi:
“İsteseniz de istemeseniz de sondaj gemilerini de artıracağız, sismik araştırmaları da artıracağız ve Karadeniz’de de Akdeniz’de de nerede ne var ne yok bunları bulup çıkartacağız.”
Güç ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Karadeniz’de yürütülmekte olan doğal gaz keşif ve çıkarma çalışmalarına dair kullandığı bir cümle ise, dikkatlerin bir daha bu bölgeden gelebilecek haberlere çevrilmesine yol açtı:
“Karadeniz’deki keşiflerimizin ölçüsünü ve bedelini artıracak yeni muştular için gün sayıyoruz”
Bakan Dönmez, biraz da mühendis olması hasebiyle, dereyi görmeden paçayı sıvayacak birisi değildir.
Daha evvel Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca muştusu verilen doğal gaz keşif açıklaması öncesinde, yapılan keşiften ve ölçüsünden emin olmak için çalışma takımıyla bir arada gösterdiği titizlik bunun örneklerinden birisidir.
Daha evvel yapılan açıklamalarda, Karadeniz’de yeni bir ‘keşif sondajı’ için takvim olarak yılsonu, ya da 2022 başlarına işaret edilmişti.
Güç Bakanı “Yeni muştular için gün sayıyoruz” söylemiş olduğine bakılırsa, demek ki ‘dere göründü’, vakit geldi ya da epey yaklaştı diye düşünmemiz mümkün hale geliyor.
GÜÇ BAKANI’NIN BU KADAR UMUTLU KONUŞMASININ niçinİ: YENİ GELİŞTİRİLEN ALGORİTMA DOĞAL GAZ VARSAYIMLARINI GÜÇLENDİRDİ
Temmuz sonunda Karadeniz’in 170 kilometre açıklarında bakılırsav yürüten Fatih Sondaj Gemisi’nde Güç Bakanı Dönmez’le bir ortaya gelmiştik.
Televizyon programı için yaptığımız o seyahat, Karadeniz’in derinliklerine dair yeni bilgiler ve yeni fikirler edinmemizi de sağlamıştı.
Yarım günlük o seyahatte, Bakan Dönmez’in yanısıra, doğal gaz keşif ve çıkarma çalışmalarını yürüten Türkiye Petrolleri’nin yöneticileriyle, özgüveni yüksek teknik çalışanıyla sohbet edip, aklımızdaki sorulara dikkat alımlı yanıtlar almıştık.
O sohbetler, yeni ve hayli kıymetli bir bilgi edinmemizi sağlamıştı.
Sanıyorum, Bakan Dönmez’in bu kadar umutlu olmasını sağlayan bilgi de oydu.
O gün bize anlatılanlara göre, sondaj öncesi, rezerv potansiyelini belirlemek için tarama yapma manasına gelen sismik araştırmalarda yeni bir algoritma geliştirilmişti.
İki boyutlu taramalardan 3d taramalara geçilmiş, tıbbi tabirle ifade edecek olursak, röntgenden, tomografi düzeyine erişilmiş, bu sayede de, Karadeniz’in tabanıyla ilgili daha net ‘fotoğraflar’ elde edilmeye başlanmıştı.
Bu yeni algoritma yardımıyla daha evvel sismik taramaların verdiği sonuçlarla ilgili iddia oranı yüzde 20 düzeylerinde iken, artık bu oran yüzde 80’lere kadar çıkmıştı.
Ve yüzde 80’lere yükselen varsayım oranları, Karadeniz’in altında keşfedilmeyi ve çıkarılmayı bekleyen epey daha fazla doğal gaz potansiyeline işaret ediyordu.
KARADENİZ HAZAR DENİZİ’NE BENZİYOR
Hiç kuşkusuz, Karadeniz’den yeni keşiflerin yapılması, keşfedilen gazın devreye girmesi, Türkiye’yi rahatlatacak, doğal gaz tedarikinde elini güçlendirecek, döviz baskısını azaltacak, dışarıya bağımlılık düzeyini düşürecektir.
Bir de, ortasından geçtiğimiz süreçte doğal gaz ve genel manada güç meblağlarının inanılmaz ölçüde tırmanışa geçtiği düşünüldüğünde, bu keşiflerin Türkiye için ‘stratejik değerinin’ ne olduğu hayli daha yeterli anlaşılabilir.
Güç Bakanı Dönmez, Fatih Sondaj Gemisi’nde konuşurken bize, Karadeniz’in Hazar’la olan benzerliklerinden kelam etmişti.
Hazar Gölü/Denizi’nin altındaki zenginliklerinin bir benzerinin Karadeniz’de de bulunduğuna atıfla.
Karadeniz’in Akdeniz’e göre Türkiye için sunduğu bir avantaj daha var.
O da şu:
1980’lerde Sovyetler Birliği çabucak hemen dağılmadan deniz yetki alanları belirlendiği için, Hazar’ın ya da Akdeniz’in statüsü üzere bir sorun, Karadeniz için kelam konusu değil.
Fakat bu biçimde bir durum var diye, bu biçimde bir bilginin, ‘enerji politiği’ anlamında gevşek davranmanızı sağlayabileceği de düşünülmesin.
Unutulmasın, büyük, global ölçekte tesirler üreten bir oyun alanı burası.
Sizi keyifli eden bir keşif haberi, potansiyel rakiplerinizi, sizi ‘pazar’ olarak goren ülkeleri mutsuz ediyor.
Temmuz sonunda Bakan Dönmez’e “Şimdiye kadar Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bedeli ne kadar” diye sorduğumda, o günkü fiyatlarla 100 milyar doların üstünde yanıtını vermişti.
Bugünkü fiyatlar, o günkü 100 milyar doların da fazlaca üstünde olduğuna işaret ediyor.
Bir de yeni keşifler yapıldığında, yeni muştular geldiğinde bu sayıların hangi düzeylere ulaşacağını düşünmek lazım.