Ölmedilk evvel yazdığı mektubu kardeşi cenazede okudu Nazilli ilçesine bağlı Bereketli Mahallesi’nde oturan ve çiftçilik yaparak geçimini sağlayan evli 2 çocuk babası Rifat Özcan’ın 20 Ekim 2017 yılında konutuna dönmemesi üzerine oğlu Aydın Özcan (49), arama çalışması başlattı. Özcan, babasına ilişkin motosikleti, babasının askerlik arkadaşı olan ve tarla uyuşmazlığı niçiniyle 3 yıldır husumetli oldukları Kazım Tekeli’ye ilişkin tarlanın yakınında buldu.
Tarlada bir tümsek olduğunu fark eden Aydın Özcan, durumu jandarma gruplarına bildirdi. Tarlada bulunan tümseğin olduğu yerde yapılan hafriyatta, Rifat Özcan’ın başına bir cisim ile vurularak öldürülmüş cesedi bulundu.
Otopside canlı olarak gömüldüğü ortaya çıktı
Olay daha sonrası Kazım İnhisarı, jandarma tarafınca gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Rifat Özcan’ın cesedine İzmir İsimli Tıp Kurumu’nda yapılan otopside ise canlı olarak gömüldüğü ve saatlerce toprak altında kaldığı, ciğerlerine biriken topraktan belirlendi. Bunun üzerine Kazım Monopolü hakkında ‘Canavarca hisle öldürme’ hatasından ağırlaştırılmış müebbet istemiyle dava açıldı. Yargılama kararında, Monopolü müebbet mahpus cezası aldı.
Mahkemenin verdiği karardan şad olmayan Özcan’ın ailesi, davayı evvel istinaf mahkemesine, reddedilmesi üzerine de Yargıtay’a taşıdı. Cinayette birden çok kişinin bulunduğunu düşündüklerini belirten Rifat Özcan’ın kızı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özkayran ile oğlu Veteriner Tabip Aydın Özcan, dedektif üzere iz sürerek hastanedeki güvenlik kameralarına ulaştı. Argümana bakılırsa, DNA eşleşmesi için alınan kan örneklerinin, Kazım Tekeli’nin akrabası olan ve hastanede sekreter olarak çalışan A.K. tarafınca değiştirildiğine dair kanıta ulaştı. İmajlarda A.K.’nın temizlikçi kıyafetiyle kan alınan alana girdiği ileri sürülürken, öteki bir imaj de ise alınan kan örnekleri sonuçlarının yer aldığı zarfı bir kişinin aldığı argüman edildi. Bunun üzerine Özkayran, zarfı alan kişinin ortasındaki sonuçları değiştirdiği argümanıyla, avukatı ile itirazda bulunup, kan örneklerinin İzmir Tıp Kurumu’nda bir daha alınıp, incelenmesini talep etti. Özkayran, elde ettiği kanıtları de evraka konulmak üzere Yargıtay’a gönderdi. Bu gelişimin akabinde Kazım Tekeli’nin aile bireylilerinin de cinayete yardım ettiği kuşkusuyla 10 yakınından kan örneği alındı. Yargıtay’a taşınan davanın olumsuz sonuçlandığı, Özcan’ın kızı Hatice Özkayran’ın davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağı öğrenildi.
Kansere yenik düştü
Kız kardeşi ile birlikte hukuk çabası sürdürürken bir yıl evvel kolon kanserine yakalanan Aydın Özcan, ölümündilk evvel bir mektup yazarak, cenazesi sırasında katılanlara kardeşi tarafınca okunmasını vasiyet etti. Ağabeyi Özcan’ın vasiyetini yerine getiren Hatice Özkayran, ağabeyinin kansere değil, adaletsizliğe yenik düştüğünü söylemiş oldu. Hatice Özkayran, “Babamız fazlaca üzücü bir biçimde 4 yıl evvel cinayete kurban gitti. Olayın üzerinden 4 yıl geçti ve biz büyük bir hukuk uğraşı verdik. Süreç yorucuydu. Abim Aydın Özcan, adaletsizliğe bu kadar dayanabildi. Adaletsizlik vücudunda ve ruhunda derin yaralar açtı.
Babamızın vefatına niçiniyet verenler, hatalılar, suçluları kayıranlara abim hakkını helal etmedi. Yargıtay sonucu aşikâr oldu. Sanığın müebbet mahpus cezasını onayladı. Tabi ki bu canavarca ve eziyet çektirerek işlenmiş bir cinayet. Sanığın ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasını almasını istiyoruz.
Başka hatalılar, DNA failleri Yargıtay tarafınca görmezden gelindi. Davayı anayasa mahkemesine gereğinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşıyacağız. Abim vefatının akabinde bir vasiyet mektubu bıraktı. Mektupta babamızın cinayetiyle ilgili kayırılan hatalılara hakkını helal etmediğini yazıyor.
Adaletin tecelli etmediğini, DNA failleri gözünün önünde gezdiğini ve bunun kendisini mahvettiğini söz etmiş. Bir yıldır gördüğü kanser tedavisine yenik düştü. Aslında abimi öldüren hastalığı değil, adaletsizlik oldu. Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Adalet bakanımıza sesleniyorum, mahkemeler hukukun prensibi ile çalışsın. Eksik incelemeleri gidersinler” diye konuştu.
Aydın Özcan’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının akabinde Bereketli Mahallesi Mezarlığına defnedildi.
Tarlada bir tümsek olduğunu fark eden Aydın Özcan, durumu jandarma gruplarına bildirdi. Tarlada bulunan tümseğin olduğu yerde yapılan hafriyatta, Rifat Özcan’ın başına bir cisim ile vurularak öldürülmüş cesedi bulundu.
Otopside canlı olarak gömüldüğü ortaya çıktı
Olay daha sonrası Kazım İnhisarı, jandarma tarafınca gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Rifat Özcan’ın cesedine İzmir İsimli Tıp Kurumu’nda yapılan otopside ise canlı olarak gömüldüğü ve saatlerce toprak altında kaldığı, ciğerlerine biriken topraktan belirlendi. Bunun üzerine Kazım Monopolü hakkında ‘Canavarca hisle öldürme’ hatasından ağırlaştırılmış müebbet istemiyle dava açıldı. Yargılama kararında, Monopolü müebbet mahpus cezası aldı.
Mahkemenin verdiği karardan şad olmayan Özcan’ın ailesi, davayı evvel istinaf mahkemesine, reddedilmesi üzerine de Yargıtay’a taşıdı. Cinayette birden çok kişinin bulunduğunu düşündüklerini belirten Rifat Özcan’ın kızı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özkayran ile oğlu Veteriner Tabip Aydın Özcan, dedektif üzere iz sürerek hastanedeki güvenlik kameralarına ulaştı. Argümana bakılırsa, DNA eşleşmesi için alınan kan örneklerinin, Kazım Tekeli’nin akrabası olan ve hastanede sekreter olarak çalışan A.K. tarafınca değiştirildiğine dair kanıta ulaştı. İmajlarda A.K.’nın temizlikçi kıyafetiyle kan alınan alana girdiği ileri sürülürken, öteki bir imaj de ise alınan kan örnekleri sonuçlarının yer aldığı zarfı bir kişinin aldığı argüman edildi. Bunun üzerine Özkayran, zarfı alan kişinin ortasındaki sonuçları değiştirdiği argümanıyla, avukatı ile itirazda bulunup, kan örneklerinin İzmir Tıp Kurumu’nda bir daha alınıp, incelenmesini talep etti. Özkayran, elde ettiği kanıtları de evraka konulmak üzere Yargıtay’a gönderdi. Bu gelişimin akabinde Kazım Tekeli’nin aile bireylilerinin de cinayete yardım ettiği kuşkusuyla 10 yakınından kan örneği alındı. Yargıtay’a taşınan davanın olumsuz sonuçlandığı, Özcan’ın kızı Hatice Özkayran’ın davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağı öğrenildi.
Kansere yenik düştü
Kız kardeşi ile birlikte hukuk çabası sürdürürken bir yıl evvel kolon kanserine yakalanan Aydın Özcan, ölümündilk evvel bir mektup yazarak, cenazesi sırasında katılanlara kardeşi tarafınca okunmasını vasiyet etti. Ağabeyi Özcan’ın vasiyetini yerine getiren Hatice Özkayran, ağabeyinin kansere değil, adaletsizliğe yenik düştüğünü söylemiş oldu. Hatice Özkayran, “Babamız fazlaca üzücü bir biçimde 4 yıl evvel cinayete kurban gitti. Olayın üzerinden 4 yıl geçti ve biz büyük bir hukuk uğraşı verdik. Süreç yorucuydu. Abim Aydın Özcan, adaletsizliğe bu kadar dayanabildi. Adaletsizlik vücudunda ve ruhunda derin yaralar açtı.
Babamızın vefatına niçiniyet verenler, hatalılar, suçluları kayıranlara abim hakkını helal etmedi. Yargıtay sonucu aşikâr oldu. Sanığın müebbet mahpus cezasını onayladı. Tabi ki bu canavarca ve eziyet çektirerek işlenmiş bir cinayet. Sanığın ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasını almasını istiyoruz.
Başka hatalılar, DNA failleri Yargıtay tarafınca görmezden gelindi. Davayı anayasa mahkemesine gereğinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşıyacağız. Abim vefatının akabinde bir vasiyet mektubu bıraktı. Mektupta babamızın cinayetiyle ilgili kayırılan hatalılara hakkını helal etmediğini yazıyor.
Adaletin tecelli etmediğini, DNA failleri gözünün önünde gezdiğini ve bunun kendisini mahvettiğini söz etmiş. Bir yıldır gördüğü kanser tedavisine yenik düştü. Aslında abimi öldüren hastalığı değil, adaletsizlik oldu. Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Adalet bakanımıza sesleniyorum, mahkemeler hukukun prensibi ile çalışsın. Eksik incelemeleri gidersinler” diye konuştu.
Aydın Özcan’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının akabinde Bereketli Mahallesi Mezarlığına defnedildi.