Kader kim belirler ?

Deniz

New member
Kader Kim Belirler? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıfın Etkileri

Hepimiz, bir noktada kaderimizi sorgulamışızdır. Kimi zaman, hayatımızdaki dönüm noktalarına, karşılaştığımız zorluklara ya da elde ettiğimiz başarılara bakarak, "Bu ne kadar benim seçimim?" diye düşünürüz. Kaderin kim tarafından belirlendiği, üzerinde uzun yıllardır düşünülmüş, tartışılmış ve farklı kültürlerde farklı şekillerde açıklanmış bir konu. Ancak, günümüzde bu soruya verilecek yanıt sadece bireysel seçimlerimizle değil, toplumumuzdaki eşitsizliklerle, sosyal yapılarla ve toplumsal normlarla da şekilleniyor. Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler, hayatlarımızı nasıl etkiliyor? Kaderimizi gerçekten kendi ellerimizle mi şekillendiriyoruz, yoksa bu yapılar bizi görünmeyen bir şekilde yönlendiriyor mu? Gelin, bu soruları birlikte inceleyelim.

Toplumsal Yapılar ve Kaderin Şekillenmesi

Toplumsal yapılar, bireylerin yaşamlarını şekillendiren, onları tanımlayan ve yönlendiren kurallardır. Bu yapılar, ekonomik, kültürel ve sosyal faktörlerin birleşiminden oluşur ve bireylerin yaşam fırsatlarını belirler. Eğitim, iş olanakları, sağlık hizmetlerine erişim ve toplumsal kabul gibi faktörler, bireylerin toplumsal konumlarına ve statülerine göre büyük farklılıklar gösterir.

Amerikalı sosyolog William Julius Wilson'un 1996'da yayımlanan When Work Disappears adlı eserinde belirttiği gibi, sınıf ve ırk arasındaki etkileşim, bireylerin kaderini büyük ölçüde belirler. Özellikle düşük gelirli sınıflardan gelen, ırksal azınlıklara mensup bireyler, daha az fırsatla karşılaşırken, daha yüksek gelirli ve ırksal olarak ayrıcalıklı gruplar çoğu zaman daha fazla fırsata sahip olurlar. Bu sosyal yapılar, bireylerin kariyer seçimlerinden eğitim seviyelerine kadar pek çok alanda etkili olabilir.

Kadınların Sosyal Yapılar Tarafından Belirlenen Kaderi

Kadınların kaderi, çok daha belirgin ve çoğu zaman kısıtlanmış toplumsal yapılarla şekillenir. Dünyanın dört bir yanında, kadınlar genellikle erkeklerden daha düşük maaşlarla çalışmakta, liderlik pozisyonlarına daha az erişim sağlamaktadırlar. Birçok kültürde, kadınların sosyal statüsü genellikle ev içindeki rollerine, annelik ve bakım işlerine indirgenmiştir.

2019'da yapılan bir araştırma, kadınların kariyer fırsatlarının hala toplumda var olan cinsiyetçi normlar tarafından engellendiğini ortaya koymuştur. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kadınların eğitim alma ve iş gücüne katılım oranları erkeklere kıyasla daha düşüktür. Bu durum, kadınların kaderlerini toplum tarafından belirlenen sınırlarla sınırlayabilir.

Kadınlar, toplumsal yapıları çoğu zaman empatik bir şekilde deneyimlerler. Kendi içindeki baskılarla ve toplumun onlardan beklediği rollerle savaşmak zorunda kalabilirler. Örneğin, bir kadın, başarılı bir kariyer yapmaya çalışırken aynı zamanda aile sorumluluklarını yerine getirme baskısını da hissedebilir. Bu, onun yaşamındaki seçimleri ve kaderini doğrudan etkileyebilir. Kadınların daha fazla sosyal kabul görmek için, genellikle daha çok fedakarlık yapması gerektiği düşüncesi, onları bazen kaderlerinin ötesine geçmekten alıkoyar.

Erkeklerin Kaderi ve Çözüm Arayışları

Erkeklerin kaderi de toplumsal yapılar tarafından şekillenir, ancak genellikle daha fazla özgürlük ve fırsat sunan bir çerçeve içinde değerlendirilir. Ancak bu, erkeklerin de belirli normlar ve beklentilerle sınırlandığı anlamına gelir. Erkeklerden genellikle "güçlü" ve "bağımsız" olmaları beklenir. Bu baskılar, erkeklerin duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmelerine ve toplumsal cinsiyet rollerine uymalarına neden olabilir.

Erkekler genellikle daha çözüm odaklı bir yaklaşım benimserler; toplumsal yapıları sorgulamak yerine onlara uyum sağlama eğilimindedirler. Bu, bazen bireysel olarak daha fazla özgürlük ve fırsat arayışıyla kendini gösterebilirken, bazen de toplumsal normlara uyma çabası olarak kendini gösterebilir. Örneğin, erkeklerin iş gücünde daha fazla yer bulması, kadınlara kıyasla daha yüksek maaşlar alması ve liderlik pozisyonlarında daha fazla bulunması, toplumun onlara daha fazla fırsat tanımasıyla ilgilidir.

Ancak, erkeklerin yaşadığı bu toplumsal avantajlar da, çoğu zaman duygusal ve psikolojik baskılarla gelir. Erkeklerin toplumda duygusal açıdan "güçlü" olmaları beklenirken, bu durum onların içsel çatışmalarını ve duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmelerine neden olabilir. Sonuç olarak, erkekler de kendi kaderlerini şekillendirirken toplumsal baskıların etkisi altındadırlar.

Irkın Kader Üzerindeki Etkisi: Fırsat Eşitsizliği

Irk, kaderin belirlenmesinde önemli bir diğer faktördür. Özellikle Amerika ve Avrupa’daki bazı araştırmalar, ırksal ayrımcılığın bireylerin eğitim ve iş fırsatlarını doğrudan etkilediğini ortaya koymuştur. 2020'de yapılan bir çalışma, siyahilerin ve Hispaniklerin, beyazlara göre daha düşük maaşlarla çalıştıklarını ve iş bulma konusunda daha fazla engel ile karşılaştıklarını göstermektedir. Irk, sadece ekonomiyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda toplumda bireylere uygulanan sosyal baskıları da etkiler.

Toplumsal cinsiyetin yanı sıra ırkçılık da, bireylerin yaşamlarını derinden etkileyen bir başka yapıdır. Bu nedenle, ırkın ve cinsiyetin birleştiği noktada, kadın ve ırksal azınlıklara ait bireyler, toplumsal yapılar tarafından belirlenen kaderlerine daha fazla etkilenirler. 2019'da yapılan bir başka araştırma, siyah kadınların iş gücüne katılım oranlarının, beyaz kadınlara göre daha düşük olduğunu, aynı zamanda bu kadınların işyerlerinde daha düşük maaşlar aldığını ve daha fazla ayrımcılığa uğradıklarını ortaya koymuştur.

Sonuç: Kaderin Belirleyicileri ve Toplumsal Yapılar

Kaderimiz, bireysel seçimlerimizin ötesinde, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal yapılar tarafından şekillendirilir. Kadınlar, toplumda genellikle daha fazla duygusal ve sosyal baskıya maruz kalırken, erkekler daha çözüm odaklı ve fırsatlar sunan bir toplumsal yapı içinde hareket ederler. Bununla birlikte, ırk, toplumsal cinsiyetle birleşerek bazı bireylerin kaderini daha da zorlaştıran bir etken olabilir. Sosyal eşitsizlikler, bazen bu bireylerin yaşamlarını tam anlamıyla kontrol etmelerini engeller.

Peki, kader gerçekten bizim elimizde mi, yoksa toplumsal yapılar bizim yaşamlarımızı çok daha fazla şekillendiriyor mu? Toplumsal eşitsizliklerin etkisini nasıl aşabiliriz? Kaderin belirleyicisi olan yapıları değiştirmek mümkün mü? Sizin düşünceleriniz neler?