”Gelişmekte olan ülkelere ‘para siyasetinizi şöyleki şekillendirin’ demek artık zorlaştı” Alkin, iklim kriziyle bir arada memleketler arası ekonomi-politikte “yeşil kuğu” teriminin konuşulduğunu, bunun da dünyayı kökten etkileyecek gelişmelerin habercisi olabileceğini kaydetti.
Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak para ve maliye siyasetlerini standartlaştırmanın neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan Alkin, “Bunu IMF, OECD ve Dünya Bankası ekonomistleriyle tartışıyoruz. her insanın itiraf ettiği şu gerçek var; gelişmekte olan ülkelere ‘para siyasetinizi şöyleki şekillendirin, maliye siyasetinizi bu biçimde yapın’ demek artık zorlaştı.” diye konuştu.
Alkin, Türkiye’nin de bu temel tartışmaların ortasında kendisine yeni bir iktisat siyaseti ve yol haritası oluşturmaya çalıştığını belirtti.
“KARŞILAŞILAN ZORLUKLARDAN BİRİ, PARA SİYASETİ VE MERKEZ BANKALARININ ETKİNLİĞİ”
Prof. Dr. Kerem Alkin, bu biçimde bir yeni patika oluşturmada karşılaşılan zorluklardan birinin, para siyaseti ve merkez bankalarının aktifliği olduğuna işaret ederek, “Bu büyük bir tartışma konusu. Türkiye olarak biz gelişmekte olan ekonomiler, yakın tarihimizde, son 40-45 yıl içerisinde 2 ya da 3 sefer maliyet enflasyonu şoku yaşadık. Lakin gelişmiş iktisatların büyük bir kısmı, 1970’lerdeki petrol krizinden bu yana tarihlerinde birinci kez ağır bir maliyet enflasyonu şoku yaşıyor.” dedi.
Maliyet enflasyonuyla gayretin para siyasetiyle çözülebilecek bir bahis olmadığını vurgulayan Alkin, bir ülkenin, global petrol ve güç meblağları üzere iktisadıyla hiç alakası olmayan niçinlerle maliyet enflasyonu süreci yaşayabileceğini söylemiş oldu.
Alkin, global petrol meblağlarının merkez bankaları tarafınca halledilebilecek bir husus olmadığını belirterek, “Küresel besin fiyatları da dünya ekonomisindeki gelişmelere bağlı olarak değişiyor. O niçinle bu cins bir enflasyonist baskı geldiğinde ülkelerin ulusal bazdaki merkez bankası para siyaseti biraz tartışma konusu oluyor.” dedi.
“REKOR KIRAN ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİYLE İLGİLİ HİÇBİR DATA YAYIMLANMIYOR”
Türkiye’nin OECD Daimi Temsilcisi Alkin, ülkelerin bu mevzuda bir ölçü hazırlıksız olduğunu söz ederek, şunları kaydetti:
“Uluslararası finans kuruluşları, mevcut raporlarında daha düşük seyreden tüketici enflasyonunu paylaşmaya devam ediyor lakin rekor kıran üretici fiyatları endeksiyle ilgili hiç bir data yayımlanmıyor. Bu mevzuları Dünya Bankası’ndaki bir uzmana sorduğumda bana ‘Doğru. Zira son 45 yıldır bu hususta hiç şok yaşamadığımız için elimizde üretici fiyatları endeksiyle ilgili bilgi yok. Bu dataları bir rapora koyacak biçimde uzun vakittir takip etmiyorduk’ dedi.”
İktisat siyasetlerindeki her uygulama değişikliğinin, tesirini 18 ayda gösterdiğini belirten Alkin, “Bugün kelam konusu iktisat siyasetinde rota değişikliğine gittiğinizde bunun enflasyon ve iktisadın makro istikrarları üstündeki tesiri 2023’ün ilkbahar ortaları üzere hayli net bir biçimde hissedilir.” dedi.
Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak para ve maliye siyasetlerini standartlaştırmanın neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan Alkin, “Bunu IMF, OECD ve Dünya Bankası ekonomistleriyle tartışıyoruz. her insanın itiraf ettiği şu gerçek var; gelişmekte olan ülkelere ‘para siyasetinizi şöyleki şekillendirin, maliye siyasetinizi bu biçimde yapın’ demek artık zorlaştı.” diye konuştu.
Alkin, Türkiye’nin de bu temel tartışmaların ortasında kendisine yeni bir iktisat siyaseti ve yol haritası oluşturmaya çalıştığını belirtti.
“KARŞILAŞILAN ZORLUKLARDAN BİRİ, PARA SİYASETİ VE MERKEZ BANKALARININ ETKİNLİĞİ”
Prof. Dr. Kerem Alkin, bu biçimde bir yeni patika oluşturmada karşılaşılan zorluklardan birinin, para siyaseti ve merkez bankalarının aktifliği olduğuna işaret ederek, “Bu büyük bir tartışma konusu. Türkiye olarak biz gelişmekte olan ekonomiler, yakın tarihimizde, son 40-45 yıl içerisinde 2 ya da 3 sefer maliyet enflasyonu şoku yaşadık. Lakin gelişmiş iktisatların büyük bir kısmı, 1970’lerdeki petrol krizinden bu yana tarihlerinde birinci kez ağır bir maliyet enflasyonu şoku yaşıyor.” dedi.
Maliyet enflasyonuyla gayretin para siyasetiyle çözülebilecek bir bahis olmadığını vurgulayan Alkin, bir ülkenin, global petrol ve güç meblağları üzere iktisadıyla hiç alakası olmayan niçinlerle maliyet enflasyonu süreci yaşayabileceğini söylemiş oldu.
Alkin, global petrol meblağlarının merkez bankaları tarafınca halledilebilecek bir husus olmadığını belirterek, “Küresel besin fiyatları da dünya ekonomisindeki gelişmelere bağlı olarak değişiyor. O niçinle bu cins bir enflasyonist baskı geldiğinde ülkelerin ulusal bazdaki merkez bankası para siyaseti biraz tartışma konusu oluyor.” dedi.
“REKOR KIRAN ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİYLE İLGİLİ HİÇBİR DATA YAYIMLANMIYOR”
Türkiye’nin OECD Daimi Temsilcisi Alkin, ülkelerin bu mevzuda bir ölçü hazırlıksız olduğunu söz ederek, şunları kaydetti:
“Uluslararası finans kuruluşları, mevcut raporlarında daha düşük seyreden tüketici enflasyonunu paylaşmaya devam ediyor lakin rekor kıran üretici fiyatları endeksiyle ilgili hiç bir data yayımlanmıyor. Bu mevzuları Dünya Bankası’ndaki bir uzmana sorduğumda bana ‘Doğru. Zira son 45 yıldır bu hususta hiç şok yaşamadığımız için elimizde üretici fiyatları endeksiyle ilgili bilgi yok. Bu dataları bir rapora koyacak biçimde uzun vakittir takip etmiyorduk’ dedi.”
İktisat siyasetlerindeki her uygulama değişikliğinin, tesirini 18 ayda gösterdiğini belirten Alkin, “Bugün kelam konusu iktisat siyasetinde rota değişikliğine gittiğinizde bunun enflasyon ve iktisadın makro istikrarları üstündeki tesiri 2023’ün ilkbahar ortaları üzere hayli net bir biçimde hissedilir.” dedi.