Emre
New member
Evrağımız mı, Evrakımız mı? Dilbilgisi mi, Ruh Bilgisi mi?
Arkadaşlar selam!
Bir sabah işe giderken, çayımı yudumluyorum, elimde bir dosya... Sekreter arkadaş seslendi:
“Abi evrağınızı imzaladınız mı?”
Bir an durdum. Kulağıma bir tuhaf geldi. “Evrağımız mıydı o yoksa evrakımız mıydı?”
Ve o an fark ettim: Türkçe’nin en karmaşık meselelerinden birinin tam ortasındaydım. Yani, “belge”den daha fazla belge olan bir mesele!
1. Dil mi, Dilek mi?
Bu meseleye kadınlar ve erkekler arasında yaklaşımlar o kadar farklı ki…
Erkek tayfası genelde şöyle düşünüyor: “Kardeşim, TDK ne diyorsa odur, mevzu kapanmıştır.”
Yani, klasik çözüm odaklı yaklaşım. Erkek için mesele nettir: bir kelime ya doğru yazılır ya da yanlış.
Ama kadınlar öyle mi? Kadın forumdaşlarımız “Ama evrağımız kulağa daha sıcak geliyor” diyor.
Bir kelimeyi değil, o kelimenin duygusal titreşimini tartışıyoruz adeta.
Bir erkek için bu mesele Excel dosyasındaki hücre hatası gibiyken, bir kadın için duygusal bir denge meselesi: “Evrakınız dersen bana uzak duruyormuşsun gibi geliyor, evrağınız dersen içim ısınıyor.”
2. Erkekler: Sorun Tespiti & Çözüm Tablosu
Erkek forumdaşlar hemen olaya giriyor:
> “Hocam, TDK’ya baktım. Kelimenin kökü Arapça ‘evrak’, çoğul. Türkçede ‘evrakımız’ olur, çünkü kökte kalın ünlü var, inceye dönmez.”
Ve sonra rahatlıyor. Çünkü o çözümü bulmuştur. Evrakımız. Nokta.
Ama işin komiği, o sırada içten içe şunu düşünüyor:
> “Yahu ben hangi evrakı imzaladım acaba?”
Kadınların “evrağımız” demesini ise romantik bir sapma olarak değerlendiriyor:
> “Bunlar yine duygusallaşmış, kelimeyi bile romantikleştiriyorlar.”
Erkek için mesele fonksiyoneldir.
Bir kelime, tıpkı bir tornavida gibi, doğru dişten çevrilmeli, yanlış çevrilirse bozulur.
3. Kadınlar: Empati, Estetik ve Evrakın Ruhu
Kadın forumdaşlar ise konuyu bambaşka bir boyuta taşıyor:
> “Tamam da ‘evrakımız’ çok mekanik. Evrağımız deyince daha yumuşak, daha içten bir tını var.”
Onlar için mesele sadece dil değil, ilişki.
Dil bizim kim olduğumuz, birbirimize nasıl seslendiğimizle alakalı.
Evrakımız demek bir duvar, evrağımız demek bir pencere.
Hatta biri çıkıp şöyle yazıyor:
> “Kocam her sabah bana ‘evrakın hazır mı?’ diye soruyor.
> Bir gün ‘evrağım hazır’ dedim, adam duygulandı. İşte iletişim böyle bir şey.”
Ve işte orada erkekler “Bu kadarını da beklemiyorduk” moduna geçiyor.
Çünkü onlar hâlâ fiş, fatura ve imza defterindeler; kadınlar ise kelimenin ruh halini konuşuyor.
4. TDK Ne Diyor, Biz Ne Anlıyoruz?
Şimdi bir duralım. Gerçekten TDK ne diyor bu işe?
TDK sözlüğünde “evrak” zaten çoğul bir kelime.
Yani “belgeler” anlamında. Tekili yok. Dolayısıyla, Türkçeleşme sürecinde “evrakımız” denmesi gramer olarak doğru.
Ama günlük dilde “evrağım” diye o kadar alıştık ki, kulağımıza sanki o daha doğal geliyor.
Yani TDK’ya göre: “evrakımız” doğru, “evrağımız” halk ağzı.
Ama halk ağzı da sonuçta halkın kendisi, değil mi?
Bir dilin güzelliği bazen yanlışlarda saklı.
Bir forumdaşın dediği gibi:
> “Dil, sevgilinin adı gibi… Doğrusunu söylesen bile bazen yanlış hali daha güzel geliyor.”
5. Kadın-Erkek Arasında Dil Savaşları
Bu başlık altına 10 sayfa yorum gelir, eminim.
Erkekler, “Evrağımız değil, evrakımız kardeşim!” diye sabit fikirli savunma yaparken, kadınlar “Ama o kadar keskin konuşma, dil bir canlı organizmadır” diye başlayacak.
Bir erkek forumdaşın cevabını hayal ediyorum:
> “Canlı mı bilmem ama ben geçen hafta evrak teslim ederken ölmüştüm az daha.”
Bir kadın forumdaşın cevabı da muhtemelen şu olurdu:
> “Evrak teslimi seni öldürmez, ama evrağımız tartışması seni diriltebilir.”
6. Ofis Romantizmi: Evrakın Aşkı
Bir düşünün:
Ofiste sabah sessizliği… Yazıcıdan bir ses geliyor, evraklar dökülüyor…
Ve biri fısıldıyor: “Evrağımız çıktı mı?”
Bir başkası dönüyor: “Evrakımız çıktı canım.”
Göz göze geliyorsunuz.
Dilbilgisi bir anda flörte dönüşüyor.
Bir kelimeyle başlayan cümle, kahve molasında aşk hikâyesine evriliyor.
Belki de mesele sadece Türkçe değil, birlikte anlam üretme arzusu.
“Evrağımız” diyen biri, aslında “biz” diyor.
“Evrakımız” diyen ise hâlâ “ben”de kalmış.
7. Forumdaşlara Açık Davet: Sizce Hangisi?
Şimdi sözü size bırakıyorum dostlar.
Sizce hangisi kulağınıza daha doğru, daha samimi geliyor?
TDK’nın sert kuralcı yönünü mü seçiyoruz, yoksa halkın duygusal pratiğini mi?
Erkek forumdaşlardan teknik analizleri bekliyorum: kök, ek, ünlü uyumu, ses düşmesi falan.
Kadın forumdaşlardan ise kelimenin enerjisini, duygusal yankısını anlatmalarını.
Belki de sonunda şöyle bir sonuca varırız:
> “Türkçe’de doğru yoktur, sevgiyle söylenen vardır.”
Hadi bakalım, evrakımız mı, evrağımız mı?
Hangisiyle imzalarsak hayat daha anlamlı olur?
Yorumlarınızı bekliyorum, ama dikkat edin…
Yanlış kelime seçerseniz sevgiliniz sizi dilbilgisel olarak terk edebilir!
Arkadaşlar selam!
Bir sabah işe giderken, çayımı yudumluyorum, elimde bir dosya... Sekreter arkadaş seslendi:
“Abi evrağınızı imzaladınız mı?”
Bir an durdum. Kulağıma bir tuhaf geldi. “Evrağımız mıydı o yoksa evrakımız mıydı?”
Ve o an fark ettim: Türkçe’nin en karmaşık meselelerinden birinin tam ortasındaydım. Yani, “belge”den daha fazla belge olan bir mesele!
1. Dil mi, Dilek mi?
Bu meseleye kadınlar ve erkekler arasında yaklaşımlar o kadar farklı ki…
Erkek tayfası genelde şöyle düşünüyor: “Kardeşim, TDK ne diyorsa odur, mevzu kapanmıştır.”
Yani, klasik çözüm odaklı yaklaşım. Erkek için mesele nettir: bir kelime ya doğru yazılır ya da yanlış.
Ama kadınlar öyle mi? Kadın forumdaşlarımız “Ama evrağımız kulağa daha sıcak geliyor” diyor.
Bir kelimeyi değil, o kelimenin duygusal titreşimini tartışıyoruz adeta.
Bir erkek için bu mesele Excel dosyasındaki hücre hatası gibiyken, bir kadın için duygusal bir denge meselesi: “Evrakınız dersen bana uzak duruyormuşsun gibi geliyor, evrağınız dersen içim ısınıyor.”
2. Erkekler: Sorun Tespiti & Çözüm Tablosu
Erkek forumdaşlar hemen olaya giriyor:
> “Hocam, TDK’ya baktım. Kelimenin kökü Arapça ‘evrak’, çoğul. Türkçede ‘evrakımız’ olur, çünkü kökte kalın ünlü var, inceye dönmez.”
Ve sonra rahatlıyor. Çünkü o çözümü bulmuştur. Evrakımız. Nokta.
Ama işin komiği, o sırada içten içe şunu düşünüyor:
> “Yahu ben hangi evrakı imzaladım acaba?”
Kadınların “evrağımız” demesini ise romantik bir sapma olarak değerlendiriyor:
> “Bunlar yine duygusallaşmış, kelimeyi bile romantikleştiriyorlar.”
Erkek için mesele fonksiyoneldir.
Bir kelime, tıpkı bir tornavida gibi, doğru dişten çevrilmeli, yanlış çevrilirse bozulur.
3. Kadınlar: Empati, Estetik ve Evrakın Ruhu
Kadın forumdaşlar ise konuyu bambaşka bir boyuta taşıyor:
> “Tamam da ‘evrakımız’ çok mekanik. Evrağımız deyince daha yumuşak, daha içten bir tını var.”
Onlar için mesele sadece dil değil, ilişki.
Dil bizim kim olduğumuz, birbirimize nasıl seslendiğimizle alakalı.
Evrakımız demek bir duvar, evrağımız demek bir pencere.
Hatta biri çıkıp şöyle yazıyor:
> “Kocam her sabah bana ‘evrakın hazır mı?’ diye soruyor.
> Bir gün ‘evrağım hazır’ dedim, adam duygulandı. İşte iletişim böyle bir şey.”
Ve işte orada erkekler “Bu kadarını da beklemiyorduk” moduna geçiyor.
Çünkü onlar hâlâ fiş, fatura ve imza defterindeler; kadınlar ise kelimenin ruh halini konuşuyor.
4. TDK Ne Diyor, Biz Ne Anlıyoruz?
Şimdi bir duralım. Gerçekten TDK ne diyor bu işe?
TDK sözlüğünde “evrak” zaten çoğul bir kelime.
Yani “belgeler” anlamında. Tekili yok. Dolayısıyla, Türkçeleşme sürecinde “evrakımız” denmesi gramer olarak doğru.
Ama günlük dilde “evrağım” diye o kadar alıştık ki, kulağımıza sanki o daha doğal geliyor.
Yani TDK’ya göre: “evrakımız” doğru, “evrağımız” halk ağzı.
Ama halk ağzı da sonuçta halkın kendisi, değil mi?
Bir dilin güzelliği bazen yanlışlarda saklı.
Bir forumdaşın dediği gibi:
> “Dil, sevgilinin adı gibi… Doğrusunu söylesen bile bazen yanlış hali daha güzel geliyor.”
5. Kadın-Erkek Arasında Dil Savaşları
Bu başlık altına 10 sayfa yorum gelir, eminim.
Erkekler, “Evrağımız değil, evrakımız kardeşim!” diye sabit fikirli savunma yaparken, kadınlar “Ama o kadar keskin konuşma, dil bir canlı organizmadır” diye başlayacak.
Bir erkek forumdaşın cevabını hayal ediyorum:
> “Canlı mı bilmem ama ben geçen hafta evrak teslim ederken ölmüştüm az daha.”
Bir kadın forumdaşın cevabı da muhtemelen şu olurdu:
> “Evrak teslimi seni öldürmez, ama evrağımız tartışması seni diriltebilir.”
6. Ofis Romantizmi: Evrakın Aşkı
Bir düşünün:
Ofiste sabah sessizliği… Yazıcıdan bir ses geliyor, evraklar dökülüyor…
Ve biri fısıldıyor: “Evrağımız çıktı mı?”
Bir başkası dönüyor: “Evrakımız çıktı canım.”
Göz göze geliyorsunuz.
Dilbilgisi bir anda flörte dönüşüyor.
Bir kelimeyle başlayan cümle, kahve molasında aşk hikâyesine evriliyor.
Belki de mesele sadece Türkçe değil, birlikte anlam üretme arzusu.
“Evrağımız” diyen biri, aslında “biz” diyor.
“Evrakımız” diyen ise hâlâ “ben”de kalmış.
7. Forumdaşlara Açık Davet: Sizce Hangisi?
Şimdi sözü size bırakıyorum dostlar.
Sizce hangisi kulağınıza daha doğru, daha samimi geliyor?
TDK’nın sert kuralcı yönünü mü seçiyoruz, yoksa halkın duygusal pratiğini mi?
Erkek forumdaşlardan teknik analizleri bekliyorum: kök, ek, ünlü uyumu, ses düşmesi falan.
Kadın forumdaşlardan ise kelimenin enerjisini, duygusal yankısını anlatmalarını.
Belki de sonunda şöyle bir sonuca varırız:
> “Türkçe’de doğru yoktur, sevgiyle söylenen vardır.”
Hadi bakalım, evrakımız mı, evrağımız mı?
Hangisiyle imzalarsak hayat daha anlamlı olur?
Yorumlarınızı bekliyorum, ama dikkat edin…
Yanlış kelime seçerseniz sevgiliniz sizi dilbilgisel olarak terk edebilir!
