Eşi ve çocuklarını kaybetmişti: Mezarlığı müzeye çevirdi İngiltere’de kafe işleten Turabi Kılınç‘ın (42) eşi Zeynep Kılınç ile çocukları Direnç (11), Yağmur (8) ve Eylül (5) Türkiye’ye geldiğinde Tekirdağ-Çorlu kara yolunda trafik kazası geçirdi.
Kazada hayatını yitiren Zeynep Kılınç ile 3 çocuğu, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinin kırsal Kötüre Mahallesi Göncü Sokak’taki mezarlıkta toprağa verildi. Eşi ve çocuklarını kaybeden Turabi Kılınç, çabucak sonrasında mezarların etrafını çevirip, betondan yapı inşa etti. ‘Dört Melek Evi’ ismi verdiği müzeyi andıran yapıya eşinin gelinliğinden çocuklarının bisikletlerine kadar biroldukça şahsi eşya koyan Kılınç, ayrıyeten astığı fotoğrafların üzerine melek figürleri yerleştirdi.
İngiltere’de yaşayan Turabi Kılınç, ailesini kaybettiği günün her yıl dönümünde Türkiye’ye gelip, yapı ortasındaki mezarları ziyaret ediyor. Çiçek bırakıp, dua eden Kılınç, camekan ortasında sergilenen eşyalara bakarak gözyaşı döküyor.
‘Evlat acısı kadar makus bir şey yok’
11 yıl geçmesine karşın acısının birinci günkü üzere taze olduğunu belirten Turabi Kılınç, “Onlara doyamadım. Özel bir şey, anıt mezar üzere bir şey istiyordum. Müze formunda insanların gelip nazaranbileceği, ziyaret edebileceği, dua edebileceği bir yer istedim. Çok özel bir yer olmasını istediğim için bu biçimde bir şey yapma gereği duydum. Çok da uygun oldu, beşerler geliyor ve dua ediyor. Eşim ve çocuklarıma ilişkin her şeyi Londra’dan getirdim. Eşimin gelinliğini, çocuklarımın bisikletlerini, oyuncaklarını, eşyalarını, kızımın sazını her şeyini getirdim. Allah, kimseye evlat acısı yaşatmasın. Bu dünyada evlat acısı kadar makus bir şey yok. Eşim ve 3 çocuğumu kaybettik. Benim her şeyim var; meskenim, otomobilim, iş yerim, her şeyim var. hiç bir şeyim olmasaydı; en azından eşim yahut çocuklarımdan birisi yanımda kalsaydı. Ama olmadı. Artık elimden geldiği kadar hayata tutunmaya çalışıyorum” dedi.
Kazada hayatını yitiren Zeynep Kılınç ile 3 çocuğu, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinin kırsal Kötüre Mahallesi Göncü Sokak’taki mezarlıkta toprağa verildi. Eşi ve çocuklarını kaybeden Turabi Kılınç, çabucak sonrasında mezarların etrafını çevirip, betondan yapı inşa etti. ‘Dört Melek Evi’ ismi verdiği müzeyi andıran yapıya eşinin gelinliğinden çocuklarının bisikletlerine kadar biroldukça şahsi eşya koyan Kılınç, ayrıyeten astığı fotoğrafların üzerine melek figürleri yerleştirdi.
İngiltere’de yaşayan Turabi Kılınç, ailesini kaybettiği günün her yıl dönümünde Türkiye’ye gelip, yapı ortasındaki mezarları ziyaret ediyor. Çiçek bırakıp, dua eden Kılınç, camekan ortasında sergilenen eşyalara bakarak gözyaşı döküyor.
‘Evlat acısı kadar makus bir şey yok’
11 yıl geçmesine karşın acısının birinci günkü üzere taze olduğunu belirten Turabi Kılınç, “Onlara doyamadım. Özel bir şey, anıt mezar üzere bir şey istiyordum. Müze formunda insanların gelip nazaranbileceği, ziyaret edebileceği, dua edebileceği bir yer istedim. Çok özel bir yer olmasını istediğim için bu biçimde bir şey yapma gereği duydum. Çok da uygun oldu, beşerler geliyor ve dua ediyor. Eşim ve çocuklarıma ilişkin her şeyi Londra’dan getirdim. Eşimin gelinliğini, çocuklarımın bisikletlerini, oyuncaklarını, eşyalarını, kızımın sazını her şeyini getirdim. Allah, kimseye evlat acısı yaşatmasın. Bu dünyada evlat acısı kadar makus bir şey yok. Eşim ve 3 çocuğumu kaybettik. Benim her şeyim var; meskenim, otomobilim, iş yerim, her şeyim var. hiç bir şeyim olmasaydı; en azından eşim yahut çocuklarımdan birisi yanımda kalsaydı. Ama olmadı. Artık elimden geldiği kadar hayata tutunmaya çalışıyorum” dedi.