Diyarbakır’da kuyumcu bilmecesi Diyarbakır’da 10 Ağustos’ta Bağlar ilçesi Emek Caddesi’ndeki kuyumcu dükkanı için argümana göre ‘Düşük ayarlı geçersiz altın satılıyor’ diyerek polise şikayette bulunuldu. Takımlar, ihbarlar üzerine, Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası (DİKO) Başkanlığı’ndan rapor istedi. Verilen raporun akabinde 2 aylık çalışma yapıldı. Polis, kuyumcu dükkanına öğlen saatlerinde operasyon düzenledi. İş yerindeki aramalarda, düşük ayarlı geçersiz altınlar olduğu teziyle numuneler alındı. Toplanan eserler, incelenmek üzere kriminale gdolayıldü.
‘Kriminallerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağız’
25 yıllık dükkanın işletmecisi Yunus Tatlı, durumun çarpıtıldığını, hem rakipleri birebir vakitte oda başkanlığı tarafınca maksat gösterildiklerini belirterek, “Diyarbakır halkı bizi tanır. en çok ağır müşteri potansiyeline sahip kuyumcuyuz. Halka vicdanlı satış yapmaya devam ediyoruz. Hepimiz tıpkı yerden, bütün kuyumcular olarak, derneğin, dernekten geçen, derneğin müsaadesini alıp piyasaya eser getiren toptancılardan eser almaktayız. Sonuçta biz, bir üretici değiliz ve düşük ayar olma ihtimali de sıfır. Zira biz toptancı değiliz. Biz, üreticilerin getirdiği eserleri satmaktayız. Yani odanın müsaadesiyle getirilen eserleri satmaktayız. Yani bu dezenformasyona, palavraya ve iftiraya niçin muhtaçlık duyuldu? Zira oda başkanlığının piyasaya süreceği projeler önündeki en büyük takoz onlar için biziz. Oda başkanlığının gelip fahiş, açık aralıklı fiyatlarla ilgili bizlerle orta yol bulması gerekir ve de bahsetmiş olduğu poşetli ve poşetsiz, 50 yıldan tahminen de 100 yıldan beridir Türkiye Cumhuriyeti’nin her tarafında satılan, çeyrek, yarım ve cumhuriyetleri poşetleyip, bundan rant elde etmesinden ve bizlerin de bu rantın karşısında, dik duruşumuzdan taviz vermeden kaldığımızdan dolayı, bilhassa bizler tercih edildik. Kriminallerin sonuçlarını bekleyeceğiz. Basınla da paylaşacağız inşallah. Kendisi, evvelinde bu tezgahı hazırladığı için polislerin buraya yaptığı operasyonda aldığı numuneler, daha buradan çıkmadan basına hazır bir biçimde demeç vermesi, aslında tezgahın büyüklüğünü gösteriyor” diye konuştu.
DİKO Lideri sisteme karşı çıkanı darbetti iddiası
Öte yandan DİKO Lideri Mehmet Yüksel (46) tarafınca geçen aylarda ‘nöbetçi kuyumcu’ sistemi başlatıldı. Lakin teze bakılırsa, bu sisteme kimi kuyumcular karşı çıktı. Akabinde toplumsal medyada yayımlanan ve biroldukça kuyumcunun reaksiyon gösterdiği öğrenilen imgelerde, DİKO Lideri Mehmet Yüksel, Bağlar’da bir kuyumcunun önüne geldi. Kapalı olan kuyumcunun kepenklerine tekme atıp “Aç aç” diye seslendi. Kepenklerini açan işletmecinin yanına ilerleyen Yüksel’in, tokat atarak küfrettiği görüldü.
‘1 yıl evvelki bu görüntüyü bizi karalamak için kullanıyorlar’
DİKO Lideri Mehmet Yüksel, etraftakilerin cep telefonuyla çekilen manzaralarla ilgili yaptığı açıklamada, işletmecinin yeğeni olduğunu söyleyerek, “Öz yeğenim bu kişi, sisteme uymadığı için kızdım. Diyarbakır Kuyumcular Odası olarak düşük ayarlı altınlarla çaba ediyoruz. Bu yolda her iftiraya, her karalamaya hazır olarak girdik. Duyduğumuza göre 1 yıl evvel benim yeğenim olan A.Y., pazar günü güvenlik niçiniyle bana ilişkin olan dükkanı açmış ve darphane eseri haricinde satış yapmıştır. Ben de bu mevzuda hassas olduğum için dayanamayıp dükkana gidip istemeyerek kızdım. Şu an ise 1 yıl evvelki bu görüntüyü bizi karalamak için kullanıyorlar. Kendi sahtekarlıklarını örtbas etmek için bunu kullananları ve büsbütün aile içi olan bu durumu bize karşı kullanan şahısları kınıyorum” dedi.
‘Kriminallerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağız’
25 yıllık dükkanın işletmecisi Yunus Tatlı, durumun çarpıtıldığını, hem rakipleri birebir vakitte oda başkanlığı tarafınca maksat gösterildiklerini belirterek, “Diyarbakır halkı bizi tanır. en çok ağır müşteri potansiyeline sahip kuyumcuyuz. Halka vicdanlı satış yapmaya devam ediyoruz. Hepimiz tıpkı yerden, bütün kuyumcular olarak, derneğin, dernekten geçen, derneğin müsaadesini alıp piyasaya eser getiren toptancılardan eser almaktayız. Sonuçta biz, bir üretici değiliz ve düşük ayar olma ihtimali de sıfır. Zira biz toptancı değiliz. Biz, üreticilerin getirdiği eserleri satmaktayız. Yani odanın müsaadesiyle getirilen eserleri satmaktayız. Yani bu dezenformasyona, palavraya ve iftiraya niçin muhtaçlık duyuldu? Zira oda başkanlığının piyasaya süreceği projeler önündeki en büyük takoz onlar için biziz. Oda başkanlığının gelip fahiş, açık aralıklı fiyatlarla ilgili bizlerle orta yol bulması gerekir ve de bahsetmiş olduğu poşetli ve poşetsiz, 50 yıldan tahminen de 100 yıldan beridir Türkiye Cumhuriyeti’nin her tarafında satılan, çeyrek, yarım ve cumhuriyetleri poşetleyip, bundan rant elde etmesinden ve bizlerin de bu rantın karşısında, dik duruşumuzdan taviz vermeden kaldığımızdan dolayı, bilhassa bizler tercih edildik. Kriminallerin sonuçlarını bekleyeceğiz. Basınla da paylaşacağız inşallah. Kendisi, evvelinde bu tezgahı hazırladığı için polislerin buraya yaptığı operasyonda aldığı numuneler, daha buradan çıkmadan basına hazır bir biçimde demeç vermesi, aslında tezgahın büyüklüğünü gösteriyor” diye konuştu.
DİKO Lideri sisteme karşı çıkanı darbetti iddiası
Öte yandan DİKO Lideri Mehmet Yüksel (46) tarafınca geçen aylarda ‘nöbetçi kuyumcu’ sistemi başlatıldı. Lakin teze bakılırsa, bu sisteme kimi kuyumcular karşı çıktı. Akabinde toplumsal medyada yayımlanan ve biroldukça kuyumcunun reaksiyon gösterdiği öğrenilen imgelerde, DİKO Lideri Mehmet Yüksel, Bağlar’da bir kuyumcunun önüne geldi. Kapalı olan kuyumcunun kepenklerine tekme atıp “Aç aç” diye seslendi. Kepenklerini açan işletmecinin yanına ilerleyen Yüksel’in, tokat atarak küfrettiği görüldü.
‘1 yıl evvelki bu görüntüyü bizi karalamak için kullanıyorlar’
DİKO Lideri Mehmet Yüksel, etraftakilerin cep telefonuyla çekilen manzaralarla ilgili yaptığı açıklamada, işletmecinin yeğeni olduğunu söyleyerek, “Öz yeğenim bu kişi, sisteme uymadığı için kızdım. Diyarbakır Kuyumcular Odası olarak düşük ayarlı altınlarla çaba ediyoruz. Bu yolda her iftiraya, her karalamaya hazır olarak girdik. Duyduğumuza göre 1 yıl evvel benim yeğenim olan A.Y., pazar günü güvenlik niçiniyle bana ilişkin olan dükkanı açmış ve darphane eseri haricinde satış yapmıştır. Ben de bu mevzuda hassas olduğum için dayanamayıp dükkana gidip istemeyerek kızdım. Şu an ise 1 yıl evvelki bu görüntüyü bizi karalamak için kullanıyorlar. Kendi sahtekarlıklarını örtbas etmek için bunu kullananları ve büsbütün aile içi olan bu durumu bize karşı kullanan şahısları kınıyorum” dedi.