Bir hükümet yetkilisi BBC’ye Soylu’nun hakikat söylemediğini aktarmış Organize hata örgütü kurmak suçlamasıyla aranan ve yurt haricinde bulunan Sedat Peker’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve son olarak eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım üzere siyasetçiler ve iş insanlarını amaç alan argümanları kamuoyunda ağır biçimde tartışılıyor. Peker’in görüntülerini çeşitli toplumsal medya platformlarında milyonlarca kişi izledi.
BBC Türkçe, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Peker’le ilgili “Raftan indirdik” dediği savcılık soruşturmasının bilgilerinı gördü. Peker’in görüntülerinde bahsetmiş olduğu savları, ortalarında hükümet yetkililerinin de bulunduğu kimi AKP kaynaklarına sordu. Parti içerisinde “büyük bir kriz” olarak söz edilen bu sürecin başlangıcı ve varabileceği noktayla ilgili Ankara’da konuşulan senaryoları araştırdı.
Sedat Peker’in konutuna düzenlenen operasyon sırasında neler yaşandı?
Sedat Peker, 9 Nisan 2021’de meskenine yapılan baskında, küçük kızına silah doğrultulduğunu ve eşinin bir polis memuru tarafınca tüfekle duvara itildiğini söylüyor ve çabucak her görüntüsünde bu hadiseden bahsediyor.
İçişleri Bakanı Soylu ise geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, Peker’in konutunun arandığı baskının manzaralarını paylaşarak, “Yok kızıma şöyleki yaptılar, kızıma bu biçimde yaptılar. Gösterin bakalım görüntüyü, kızına ne yapılmış. Türk polisi ne yapacağını falan güzel bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler, edepsiz” demişti.
Hükümet yetkilisi ise Peker’in teziyle ilgili şunları söylemiş oldu:
“Soylu’nun o yayında söylemiş oldukleri yanlışsız değil. O operasyonda Peker’in çocuğuna silah doğrultmak üzere aileyi rencide edici olayların yaşandığı aslında biliniyor.”
Peker’in savlarının akabinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisi hakkındaki argümanların araştırılması için 17 Mayıs’ta Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvurdu.
Soylu, avukatı aracılığıyla savcılığa verdiği dilekçede, Sedat Peker’e karşı Nisan ayında başlatılan soruşturma yüzünden, Peker’in bu görüntüleri çekerek, kendisine karşı temelsiz savlar ortaya attığını belirtti.
Peker’in Yalıkavak Marina’ya yönelik savlarıyla ilgili hükümet etraflarında neler konuşuluyor?
Öte yandan Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı, Gülen Yapılanması’yla bağlı olduğu suçlamasıyla ceza alıp tahliye edilen, Palmali Holding’in sahibi Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’na kumpas kurmakla ve Mansimov’a ilişkin Yalıkavak Marina’yı ele geçirmekle suçlamıştı.
Görüştüğümüz hükümet yetkilisi bu argümanla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ağar’ın bu şekil işlerle malına mal kattığı daima kulağımıza çalınıyordu. Çok bedelli olan o limanla ilgili tezler gerçek. Burada Aliyev’in başlatmış olduğu bir operasyonla limanın alındığı ve FETÖ tezinin temelsiz olduğu aslına bakarsanız dillendirilen, parti içerisinde konuşulan bir şeydi. Bu argüman hakikat. Limana el koymak için yapmışlar.”
Hakkındaki bu argümanları reddeden Ağar, “Biz orada olmasaydık, oraya (marinaya) mafya çökecekti” demişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu açıklama niçiniyle Ağar’a reaksiyon göstermişti. Yansılar akabinde Ağar, 13 Mayıs’ta bu kelamları “dil sürçmesi” olarak nitelendirerek hem Soylu birebir vakitte Emniyet Teşkilatı’ndan özür dilemişti.
Sedat Peker ayrıyeten Soylu’nun, “operasyon ekibi” olarak nitelediği bir takım tarafınca, Mali Hataları Araştırma Şurası (MASAK) Liderinin eşi hakkında “asılsız bir FETÖ soruşturması başlatarak”, MASAK Başkanı’nın “elini kolunu bağladığını” tez etmişti.
Hükümet yetkilisi bu argümanla ilgili olarak ise “O devir MASAK Lideri ve eşinin temelsiz yere soruşturmalara maruz kaldığı ve kendilerine baskı yapıldığı, adamı tabiri caizse ‘mahvettikleri’ bilinirdi. MASAK, o periyot (Berat) Albayrak’ın bakanlığına bağlı olduğu için iki bakan içindeki tansiyonun bir kesimiydi ve bunun bu biçimde olduğu bilinirdi” dedi.
BBC Türkçe, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Peker’le ilgili “Raftan indirdik” dediği savcılık soruşturmasının bilgilerinı gördü. Peker’in görüntülerinde bahsetmiş olduğu savları, ortalarında hükümet yetkililerinin de bulunduğu kimi AKP kaynaklarına sordu. Parti içerisinde “büyük bir kriz” olarak söz edilen bu sürecin başlangıcı ve varabileceği noktayla ilgili Ankara’da konuşulan senaryoları araştırdı.
Sedat Peker’in konutuna düzenlenen operasyon sırasında neler yaşandı?
Sedat Peker, 9 Nisan 2021’de meskenine yapılan baskında, küçük kızına silah doğrultulduğunu ve eşinin bir polis memuru tarafınca tüfekle duvara itildiğini söylüyor ve çabucak her görüntüsünde bu hadiseden bahsediyor.
İçişleri Bakanı Soylu ise geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, Peker’in konutunun arandığı baskının manzaralarını paylaşarak, “Yok kızıma şöyleki yaptılar, kızıma bu biçimde yaptılar. Gösterin bakalım görüntüyü, kızına ne yapılmış. Türk polisi ne yapacağını falan güzel bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler, edepsiz” demişti.
Hükümet yetkilisi ise Peker’in teziyle ilgili şunları söylemiş oldu:
“Soylu’nun o yayında söylemiş oldukleri yanlışsız değil. O operasyonda Peker’in çocuğuna silah doğrultmak üzere aileyi rencide edici olayların yaşandığı aslında biliniyor.”
Peker’in savlarının akabinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisi hakkındaki argümanların araştırılması için 17 Mayıs’ta Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvurdu.
Soylu, avukatı aracılığıyla savcılığa verdiği dilekçede, Sedat Peker’e karşı Nisan ayında başlatılan soruşturma yüzünden, Peker’in bu görüntüleri çekerek, kendisine karşı temelsiz savlar ortaya attığını belirtti.
Peker’in Yalıkavak Marina’ya yönelik savlarıyla ilgili hükümet etraflarında neler konuşuluyor?
Öte yandan Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı, Gülen Yapılanması’yla bağlı olduğu suçlamasıyla ceza alıp tahliye edilen, Palmali Holding’in sahibi Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’na kumpas kurmakla ve Mansimov’a ilişkin Yalıkavak Marina’yı ele geçirmekle suçlamıştı.
Görüştüğümüz hükümet yetkilisi bu argümanla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ağar’ın bu şekil işlerle malına mal kattığı daima kulağımıza çalınıyordu. Çok bedelli olan o limanla ilgili tezler gerçek. Burada Aliyev’in başlatmış olduğu bir operasyonla limanın alındığı ve FETÖ tezinin temelsiz olduğu aslına bakarsanız dillendirilen, parti içerisinde konuşulan bir şeydi. Bu argüman hakikat. Limana el koymak için yapmışlar.”
Hakkındaki bu argümanları reddeden Ağar, “Biz orada olmasaydık, oraya (marinaya) mafya çökecekti” demişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu açıklama niçiniyle Ağar’a reaksiyon göstermişti. Yansılar akabinde Ağar, 13 Mayıs’ta bu kelamları “dil sürçmesi” olarak nitelendirerek hem Soylu birebir vakitte Emniyet Teşkilatı’ndan özür dilemişti.
Sedat Peker ayrıyeten Soylu’nun, “operasyon ekibi” olarak nitelediği bir takım tarafınca, Mali Hataları Araştırma Şurası (MASAK) Liderinin eşi hakkında “asılsız bir FETÖ soruşturması başlatarak”, MASAK Başkanı’nın “elini kolunu bağladığını” tez etmişti.
Hükümet yetkilisi bu argümanla ilgili olarak ise “O devir MASAK Lideri ve eşinin temelsiz yere soruşturmalara maruz kaldığı ve kendilerine baskı yapıldığı, adamı tabiri caizse ‘mahvettikleri’ bilinirdi. MASAK, o periyot (Berat) Albayrak’ın bakanlığına bağlı olduğu için iki bakan içindeki tansiyonun bir kesimiydi ve bunun bu biçimde olduğu bilinirdi” dedi.