Bakan Muş: Türkiye olarak, kendi ihracat devrimimizin eşiğindeyiz Muş, Ticaret Bakanlığı ve TİM’in uyumuyla düzenlenen Design Week Türkiye’nin (Türkiye Tasarım Haftası) açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tasarım gücüne güç katacağı inancıyla bu yıl beşincisini düzenledikleri aktiflik vesilesiyle bir ortada bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Global rekabette ehemmiyeti her geçen gün daha da artan dizaynın firmaların kendilerini rakiplerinden farklılaştırması ve bu sayede fiyat yerine marka üzerinden rekabet edebilmelerine imkan sağladığını söz eden Bakan Muş, şunları kaydetti:
“Bugün artık tasarım deyince yalnızca görsel bir estetikten bahsetmiyoruz. Tasarım kavramı artık müşteri gereksinimlerinin tespitiyle başlayıp, planlama, prototip oluşturma ve üretim ölçeğini büyütmeye giden sürecin merkezine yerleşmiştir. Firmalar, tasarım yardımıyla müşterilerin aklında bir marka kimliği oluşturmaktadır. Kelam konusu marka kimliği yalnızca firmanın eserleri için değil, Türk malı imgesi için de büyük değere sahiptir. Aslında marka olgusu, itimadı simgelemektedir. Yani markamız, tüketicide oluşturduğumuz inançtır. Sizlerin ortaya koyduğu her özgün ve başarılı tasarım ‘Made in Türkiye’ sözüne ve Türk malına olan inanca bir bütün olarak kıymet katmaktadır.”
Muş, markaların ulusal servet olduğunu aktararak, bunun için Türk markalarına sahip çıkacaklarını, koruyacaklarını ve destekleyeceklerini söylemiş oldu.
“TÜRKİYE OLARAK, KENDİ İHRACAT DEVRİMİMİZİN EŞİĞİNDEYİZ”
Bakan Mehmet Muş, ihracatın 2021 yılında Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığını anlatarak, bu rekorları kalıcı hale getirmek, sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak ve ihracatı katbekat artırmak için odaklarına marka olgusunu almak durumunda olduklarını, bunun yolunun da dizayndan geçtiğini lisana getirdi.
İhracatın eser kalitesini ve ihraç mamüllerin ünite değerini artırmak için çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Muş, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bugünün memleketler arası piyasada rekabetçi olmak için artık yalnızca kaliteli eser üretmek kâfi olmamaktadır. Hakikat dizaynla müşteri taleplerine odaklanmak, piyasanın suratına ayak uydurabilmek ve estetik eser üretebilmek, artık rekabetin vazgeçilmez ögeleri haline gelmiştir. Türkiye olarak, kendi ihracat devrimimizin eşiğindeyiz. Birkaç yıl evvel kelam konusu bile olmayan ihracat bedellerine artık epey yakınız. İhracatta ufkun ötesini konuştuğumuz dönemlerdeyiz. Fakat biliyoruz ki bu ihracat ihtilalinin gerçekleşmesi ve kalıcı olarak sürdürülebilmesi için nicelik ve fiyattan fazla, tasarım ve markalaşmaya odaklanmak zorundayız. Bu niçinle, ülkemizdeki tasarım ekosisteminin bir bütün olarak gelişmesi büyük kıymet arz etmektedir.”
Muş, bu üzere tertipler yardımıyla bugün bir ortaya gelen iştirakçilerin modadan dizayna, endüstriyel dizayndan kent mimarisine kadar biroldukça hususta Türkiye’nin tasarım potansiyeline katkı sağlamasını epey önemsediğini belirtti.
Ticaret Bakanlığı olarak, gerek özel kesim temsilcileriyle gerekse üniversitelerle yürüttükleri çalışmaların kapsamını, dalların değişen muhtaçlıklarını göz önünde bulundurarak yıldan yıla geliştirdiklerini anlatan Muş, dizaynın gücünü ve potansiyelini vurgulamak ve ihracatçılarda tasarım algısını yerleştirmek ismine bu üzere tertipleri bütün imkânlarla desteklemeye devam ettiklerini, her seferinde daha fazla randıman almaya çaba ettiklerini lisana getirdi.
“DÜNYANIN EN GELİŞMİŞ PAZARLARINDA BİLE TÜRK ESERLERİ DİZAYNLARIYLA ÖN PLANA ÇIKMAKTA”
Bakan Muş, Türkiye’de gelişmiş bir tasarım ve inovasyon külçeşidinin oluşmuş olmasının, Türk mal ve hizmet ihracatçılarının global pazarlardaki rekabetçiliğini sadece beslemekle kalmadığını, onları beraberinde oyunun kurallarını belirleyen kuvvetli aktörler haline getirdiğini söylemiş oldu.
Dünyanın dört bir yanına ulaşan ihraç mamüllerinin, Ar-Ge ve dizaynın gücünü kesin biçimde ortaya koyduğuna işaret eden Muş, “Dünyanın en gelişmiş pazarlarında bile Türk eserleri dizaynlarıyla ön plana çıkmakta, beğenilmekte ve tercih edilmektedir. İhracatçılarımızın bu farkındalıkla, bütçelerinde tasarım ve inovasyon için ayırdıkları hissesi her geçen gün artırması bizleri sevindirmektedir.” dedi.
Mehmet Muş, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Biz de Ticaret Bakanlığı olarak, firmalarımızın maliyetlerini azaltarak katma pahalı ihracatta daha yiğit adımlar atmalarını teşvik etmek ismine çalışmalarımızı aralıksız olarak sürdürüyor, bu manada takviyelerimizi günün kaidelerine bakılırsa daima geliştiriyoruz. Bakanlık olarak şimdiye kadar, cüret ve özveri ile global çapta bir dinamizme sahip olan tasarım ekosistemine en büyük katkıları sağlayan jenerasyonların yetişmesi için uğraş sarf ettik. Bu doğrultuda, ülkemizde tasarım külçeşidinin yerleşmesi ve yaygınlaşması için dizayna ve tasarımcıya sağlanan dayanakları daima olarak geliştirmekteyiz. Ticaret Bakanlığı olarak, Türk dizaynlarının dünyada daha faal pazarlanabilmesini sağlamak ismine dizayncı şirketleri ve tasarım ofislerini destekliyoruz. Hâlihazırda 14 dizayncı şirketimiz ile 2 tasarım ofisimiz, yurt dışına yönelik gerçekleştirdikleri faaliyetlere ait dayanaklardan yaralanmaktadır.”
Türkiye Tasarım Haftası aktiflikleri kapsamında ihracatçı birliklerinin tasarım müsabakalarını ve bu yarışlarda dereceye giren genç tasarımcıların yurt dışı eğitim ve hayat masraflarını desteklediklerini anlatan Muş, bu sayede milletlerarası seviyede nitelikli eğitim alma imkânı bulan tasarımcıların sayısı 228’e ulaştığını bildirdi.
Muş, dizayna ait dayanakların, tasarım altyapısının oluşturulması ve geliştirilmesini de kapsadığını aktararak, “Hâlihazırda 738 firmamız tasarım ve eser geliştirme projelerine ait olarak bu takviyelerden yaralanmaktadır. Kelam konusu takviyelerle, hitap ettiğimiz tabanı genişleterek firmalarımızın ihracatta itici bir güç oluşturmasını amaçlıyoruz.” diye konuştu.
Çalışmaların yavaş yavaş meyvelerini aldıklarını anlatan Muş, bunun en değerli göstergesinin, tasarım ve eser geliştirme projesi dayanağından faydalanan şirketlerin 2020 yılı ünite ihraç fiyatı ortalamasının 9,2 dolar düzeyine ulaşması olduğunu vurguladı.
Muş, bu tablonun, hiç elbet tasarım ve inovasyonun, katma bedelli ihracatın kilit ögesi olduğunu bir kere daha gözler önüne serdiğini lisana getirdi.
“TÜRKİYE İHRACATLA BÜYÜYECEK, İHRACATIMIZ DA AR-GE, TASARIM, İNOVASYON VE MARKALAŞMA İLE DÜZEY YÜKSELTECEK”
Bakan Mehmet Muş, Bakanlık olarak, ihracatı değerde ve yükte daha da üstlere taşımak için bir fazlaca farklı projeyi hayata geçirdiklerini anımsatarak, “Bunların en mühimlerinden biri de 2008’den beri gerçekleştirdiğimiz ve bu sene 9’uncusuna imza atarak ödül merasimi heyecanına birlikte şahit olacağımız ‘Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri’ tertibidir. Âlâ dizaynın ödüllendirilmesi ve dizaynın yaygınlaştırılması gayesiyle yola çıkan ‘Design Türkiye’, bunun ötesinde global rekabette ihracatçılarımızı ve üreticilerimizi dizaynla rakiplerinin önüne geçirmeyi hedeflemektedir.” dedi.
Design Türkiye’ye bu yıl gelen toplam 234 müracaatın mobilyadan elektroniğe, tıbbi aygıtlardan aydınlatmaya, ambalajdan süratli tüketim mamüllerine kadar fazlaca geniş bir yelpazede gerçekleşmesinin, dizaynın her kesimin kilit fonksiyonunu oluşturduğunun en kıymetli göstergesi olduğuna dikkati çeken Muş, “2021 yılı mükafatlarını kazananlar birazdan açıklanacak ve artık global bir marka haline gelmiş olan Design Türkiye Mükafatları sahiplerini bulurken, bu heyecana daima bir arada ortak olacağız. Ödül alan kıymetli firmalarımızı ve tasarımcıların her birini şimdiden canıgönülden tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Muş, tasarımcıların, tahlil odaklı fikirleriyle ilham vereceğine, tasarım konusunda Türkiye’yi “Küresel Tasarım Sıralaması”nda tepeye taşıyacak yolların temelini atacağına inandığını belirterek, “Unutmayalım ki Türkiye ihracatla büyüyecek, ihracatımız da Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve markalaşma ile düzey yükseltecektir.” dedi.
Türkiye Tasarım Haftası aktifliğinin, katma bedelli ihracat şuurunun oluşturulmasına bu yıl da önemli katkılar sağlayarak değerli bir fonksiyonu yerine getireceğini vurgulayan Muş, aktifliğin hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve iştirakçilere teşekkürlerini iletti.
Konuşmaların akabinde Bakan Muş’un da iştirakiyle “Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri” sahiplerini buldu.
Global rekabette ehemmiyeti her geçen gün daha da artan dizaynın firmaların kendilerini rakiplerinden farklılaştırması ve bu sayede fiyat yerine marka üzerinden rekabet edebilmelerine imkan sağladığını söz eden Bakan Muş, şunları kaydetti:
“Bugün artık tasarım deyince yalnızca görsel bir estetikten bahsetmiyoruz. Tasarım kavramı artık müşteri gereksinimlerinin tespitiyle başlayıp, planlama, prototip oluşturma ve üretim ölçeğini büyütmeye giden sürecin merkezine yerleşmiştir. Firmalar, tasarım yardımıyla müşterilerin aklında bir marka kimliği oluşturmaktadır. Kelam konusu marka kimliği yalnızca firmanın eserleri için değil, Türk malı imgesi için de büyük değere sahiptir. Aslında marka olgusu, itimadı simgelemektedir. Yani markamız, tüketicide oluşturduğumuz inançtır. Sizlerin ortaya koyduğu her özgün ve başarılı tasarım ‘Made in Türkiye’ sözüne ve Türk malına olan inanca bir bütün olarak kıymet katmaktadır.”
Muş, markaların ulusal servet olduğunu aktararak, bunun için Türk markalarına sahip çıkacaklarını, koruyacaklarını ve destekleyeceklerini söylemiş oldu.
“TÜRKİYE OLARAK, KENDİ İHRACAT DEVRİMİMİZİN EŞİĞİNDEYİZ”
Bakan Mehmet Muş, ihracatın 2021 yılında Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığını anlatarak, bu rekorları kalıcı hale getirmek, sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak ve ihracatı katbekat artırmak için odaklarına marka olgusunu almak durumunda olduklarını, bunun yolunun da dizayndan geçtiğini lisana getirdi.
İhracatın eser kalitesini ve ihraç mamüllerin ünite değerini artırmak için çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Muş, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bugünün memleketler arası piyasada rekabetçi olmak için artık yalnızca kaliteli eser üretmek kâfi olmamaktadır. Hakikat dizaynla müşteri taleplerine odaklanmak, piyasanın suratına ayak uydurabilmek ve estetik eser üretebilmek, artık rekabetin vazgeçilmez ögeleri haline gelmiştir. Türkiye olarak, kendi ihracat devrimimizin eşiğindeyiz. Birkaç yıl evvel kelam konusu bile olmayan ihracat bedellerine artık epey yakınız. İhracatta ufkun ötesini konuştuğumuz dönemlerdeyiz. Fakat biliyoruz ki bu ihracat ihtilalinin gerçekleşmesi ve kalıcı olarak sürdürülebilmesi için nicelik ve fiyattan fazla, tasarım ve markalaşmaya odaklanmak zorundayız. Bu niçinle, ülkemizdeki tasarım ekosisteminin bir bütün olarak gelişmesi büyük kıymet arz etmektedir.”
Muş, bu üzere tertipler yardımıyla bugün bir ortaya gelen iştirakçilerin modadan dizayna, endüstriyel dizayndan kent mimarisine kadar biroldukça hususta Türkiye’nin tasarım potansiyeline katkı sağlamasını epey önemsediğini belirtti.
Ticaret Bakanlığı olarak, gerek özel kesim temsilcileriyle gerekse üniversitelerle yürüttükleri çalışmaların kapsamını, dalların değişen muhtaçlıklarını göz önünde bulundurarak yıldan yıla geliştirdiklerini anlatan Muş, dizaynın gücünü ve potansiyelini vurgulamak ve ihracatçılarda tasarım algısını yerleştirmek ismine bu üzere tertipleri bütün imkânlarla desteklemeye devam ettiklerini, her seferinde daha fazla randıman almaya çaba ettiklerini lisana getirdi.
“DÜNYANIN EN GELİŞMİŞ PAZARLARINDA BİLE TÜRK ESERLERİ DİZAYNLARIYLA ÖN PLANA ÇIKMAKTA”
Bakan Muş, Türkiye’de gelişmiş bir tasarım ve inovasyon külçeşidinin oluşmuş olmasının, Türk mal ve hizmet ihracatçılarının global pazarlardaki rekabetçiliğini sadece beslemekle kalmadığını, onları beraberinde oyunun kurallarını belirleyen kuvvetli aktörler haline getirdiğini söylemiş oldu.
Dünyanın dört bir yanına ulaşan ihraç mamüllerinin, Ar-Ge ve dizaynın gücünü kesin biçimde ortaya koyduğuna işaret eden Muş, “Dünyanın en gelişmiş pazarlarında bile Türk eserleri dizaynlarıyla ön plana çıkmakta, beğenilmekte ve tercih edilmektedir. İhracatçılarımızın bu farkındalıkla, bütçelerinde tasarım ve inovasyon için ayırdıkları hissesi her geçen gün artırması bizleri sevindirmektedir.” dedi.
Mehmet Muş, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Biz de Ticaret Bakanlığı olarak, firmalarımızın maliyetlerini azaltarak katma pahalı ihracatta daha yiğit adımlar atmalarını teşvik etmek ismine çalışmalarımızı aralıksız olarak sürdürüyor, bu manada takviyelerimizi günün kaidelerine bakılırsa daima geliştiriyoruz. Bakanlık olarak şimdiye kadar, cüret ve özveri ile global çapta bir dinamizme sahip olan tasarım ekosistemine en büyük katkıları sağlayan jenerasyonların yetişmesi için uğraş sarf ettik. Bu doğrultuda, ülkemizde tasarım külçeşidinin yerleşmesi ve yaygınlaşması için dizayna ve tasarımcıya sağlanan dayanakları daima olarak geliştirmekteyiz. Ticaret Bakanlığı olarak, Türk dizaynlarının dünyada daha faal pazarlanabilmesini sağlamak ismine dizayncı şirketleri ve tasarım ofislerini destekliyoruz. Hâlihazırda 14 dizayncı şirketimiz ile 2 tasarım ofisimiz, yurt dışına yönelik gerçekleştirdikleri faaliyetlere ait dayanaklardan yaralanmaktadır.”
Türkiye Tasarım Haftası aktiflikleri kapsamında ihracatçı birliklerinin tasarım müsabakalarını ve bu yarışlarda dereceye giren genç tasarımcıların yurt dışı eğitim ve hayat masraflarını desteklediklerini anlatan Muş, bu sayede milletlerarası seviyede nitelikli eğitim alma imkânı bulan tasarımcıların sayısı 228’e ulaştığını bildirdi.
Muş, dizayna ait dayanakların, tasarım altyapısının oluşturulması ve geliştirilmesini de kapsadığını aktararak, “Hâlihazırda 738 firmamız tasarım ve eser geliştirme projelerine ait olarak bu takviyelerden yaralanmaktadır. Kelam konusu takviyelerle, hitap ettiğimiz tabanı genişleterek firmalarımızın ihracatta itici bir güç oluşturmasını amaçlıyoruz.” diye konuştu.
Çalışmaların yavaş yavaş meyvelerini aldıklarını anlatan Muş, bunun en değerli göstergesinin, tasarım ve eser geliştirme projesi dayanağından faydalanan şirketlerin 2020 yılı ünite ihraç fiyatı ortalamasının 9,2 dolar düzeyine ulaşması olduğunu vurguladı.
Muş, bu tablonun, hiç elbet tasarım ve inovasyonun, katma bedelli ihracatın kilit ögesi olduğunu bir kere daha gözler önüne serdiğini lisana getirdi.
“TÜRKİYE İHRACATLA BÜYÜYECEK, İHRACATIMIZ DA AR-GE, TASARIM, İNOVASYON VE MARKALAŞMA İLE DÜZEY YÜKSELTECEK”
Bakan Mehmet Muş, Bakanlık olarak, ihracatı değerde ve yükte daha da üstlere taşımak için bir fazlaca farklı projeyi hayata geçirdiklerini anımsatarak, “Bunların en mühimlerinden biri de 2008’den beri gerçekleştirdiğimiz ve bu sene 9’uncusuna imza atarak ödül merasimi heyecanına birlikte şahit olacağımız ‘Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri’ tertibidir. Âlâ dizaynın ödüllendirilmesi ve dizaynın yaygınlaştırılması gayesiyle yola çıkan ‘Design Türkiye’, bunun ötesinde global rekabette ihracatçılarımızı ve üreticilerimizi dizaynla rakiplerinin önüne geçirmeyi hedeflemektedir.” dedi.
Design Türkiye’ye bu yıl gelen toplam 234 müracaatın mobilyadan elektroniğe, tıbbi aygıtlardan aydınlatmaya, ambalajdan süratli tüketim mamüllerine kadar fazlaca geniş bir yelpazede gerçekleşmesinin, dizaynın her kesimin kilit fonksiyonunu oluşturduğunun en kıymetli göstergesi olduğuna dikkati çeken Muş, “2021 yılı mükafatlarını kazananlar birazdan açıklanacak ve artık global bir marka haline gelmiş olan Design Türkiye Mükafatları sahiplerini bulurken, bu heyecana daima bir arada ortak olacağız. Ödül alan kıymetli firmalarımızı ve tasarımcıların her birini şimdiden canıgönülden tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Muş, tasarımcıların, tahlil odaklı fikirleriyle ilham vereceğine, tasarım konusunda Türkiye’yi “Küresel Tasarım Sıralaması”nda tepeye taşıyacak yolların temelini atacağına inandığını belirterek, “Unutmayalım ki Türkiye ihracatla büyüyecek, ihracatımız da Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve markalaşma ile düzey yükseltecektir.” dedi.
Türkiye Tasarım Haftası aktifliğinin, katma bedelli ihracat şuurunun oluşturulmasına bu yıl da önemli katkılar sağlayarak değerli bir fonksiyonu yerine getireceğini vurgulayan Muş, aktifliğin hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve iştirakçilere teşekkürlerini iletti.
Konuşmaların akabinde Bakan Muş’un da iştirakiyle “Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri” sahiplerini buldu.