Bakan Kurum’dan Kanal İstanbul açıklaması Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TBMM Global İklim Değişikliği Araştırma Kurulu’nda sunum daha sonrası milletvekillerin sorularını cevapladı.
Kanal İstanbul projesine değinen Kurum, 202 bilim adamı, 52 farklı kurum ve kuruluşla atılması gereken adımları belirlediklerini, çalışmalar sonucunda yapılan itirazları değerlendirdiklerini kaydetti.
Bilimsel çerçevede hazırlanan raporlara göre hareket ettiklerini belirten Kurum, projenin zelzelesi tetikleyeceğine ait savların gerçeği yansıtmadığını söylemiş oldu.
“HİÇ BİR BİLİMSEL AÇIKLAMASI YOK”
Kurum, “Bilim adamlarıyla konuşuyoruz. 21 metre derinliğinde bir kanalın, İstanbul’daki sarsıntı riskini arttıracağına ait bilimsel bir açıklamayı goremiyoruz. Su gereksinimi riskinin arttırılacağı söyleniyor lakin bilimsel olarak bu projenin su kaynaklarının yüzde 3’üne tesiri var. Ayrıyeten Kanal İstanbul yapıldığında yüzde 3 olan tesirin 40-50 kat fazlası İstanbul’un su kaynağı muhtaçlığını karşılayacak biçimde düşünülmüş” dedi.
Bilim erkeklerinın Kanal İstanbul projesiyle denizdeki canlı hayatının da etkilenmeyeceği istikametinde raporları olduğuna işaret eden Kurum, “Ya Kanal ya İstanbul’ diyerek projeye karşı çıkmanın hiçbir bilimsel açıklaması yok. Yalnızca siyasi bir algı üzerinden bu süreç yürütülmeye çalışılıyor” diye konuştu.
“BİZE TAAHHÜT EDİLEN FİNANSMANIN SAĞLANMASINI BEKLİYORUZ”
Murat Kurum, Türkiye’nin dünyanın başka ülkelerine nazaran dünyayı daha az kirletmesine karşın iklim değişikliğiyle ilgili bütün ülkelerden daha fazla ve kararlı adımlar attığını lisana getirdi.
Çevreyi kirleten tesislerin kontrollerinin devam ettiğini aktaran Kurum, “2020 yılında 39 bin 220 etraf kontrolü yapılmış, bu çerçevede toplamda 4 bin 891 tesise 240 milyon lira idari para cezası uygulanmış ve 298 işletme kapatılmıştır. 2021 yılının birinci 6 ayında ise 18 bin 159 etraf kontrolü yapılmış, toplam 118 bin 800 milyon lira idari para cezası verilmiş ve 202 işletmenin faaliyeti durdurulmuştur” bilgisini paylaştı.
Türkiye’nin çekincelerini anlatan Kurum, “Dünyayı kirletmişler, santrallerini ülkelerinin dışına kurmuşlar. Artık de bize ‘büyümeyin, sanayileşmeyin’ diyorlar. Biz hem büyümek hem ülkemizi geliştirmek tıpkı vakitte etrafımıza onların kelamda sahip çıkmasından kat kat ziyadesiyle sahip çıkmak zorundayız. Biz bunu yapıyoruz. Yeşil alanların ölçüsünü arttırıyoruz. Her vilayetimizde bu projeleri nazaranbilirsiniz” halinde konuştu.
“ÜLKEMİZE BİR HAKSIZLIK KELAM KONUSU”
Paris İklim Mutabakatı’na taraf olunsa da olunmasa da Türkiye’nin iklim değişikliğinin tesirini azaltmak için taraf olan ülkelerden daha fazla adımlar attığını ve atmaya devam edeceğini lisana getiren Kurum, şöyleki devam etti:
Ülkemize bir haksızlık kelam konusu. Biz esasen sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Atılması gereken adımları atıyoruz. Fakat bize olan haksızlığın da giderilmesi bütün partileri ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ilgilendirmektedir. Biz Paris Sözleşmesi’ne taraf olmak konusunda tüm çalışmaları yapıyor ve adımlarımızı hesaplıyoruz. Bu hesaplar çerçevesinde hareket ediyoruz. Avrupalı önderlerin Paris Mutabakatı çerçevesinde oluşturulması planlanan 100 milyar dolarlık fondan Türkiye’yi faydalandıramadıkları istikametinde beyanları oldu. Bir mutabakat kelam konusu, bize taahhüt edilen finansmanın sağlanmasını bekliyoruz. Onların kelamlarını tutmasını bekliyoruz. Kelamlarını tutmasına müteakip biz de üzerimize düşen esasen yaptığımız sorumluluğu, Meclisimizle bir arada yürütürüz. Lakin şu anki haksızlık giderilmeden bu biçimde bir adım atarsak vatandaşlarımıza, milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz. Bir kuyumcu hassasiyetiyle devletimizin tüm haklarını savunuyoruz.
Kanal İstanbul projesine değinen Kurum, 202 bilim adamı, 52 farklı kurum ve kuruluşla atılması gereken adımları belirlediklerini, çalışmalar sonucunda yapılan itirazları değerlendirdiklerini kaydetti.
Bilimsel çerçevede hazırlanan raporlara göre hareket ettiklerini belirten Kurum, projenin zelzelesi tetikleyeceğine ait savların gerçeği yansıtmadığını söylemiş oldu.
“HİÇ BİR BİLİMSEL AÇIKLAMASI YOK”
Kurum, “Bilim adamlarıyla konuşuyoruz. 21 metre derinliğinde bir kanalın, İstanbul’daki sarsıntı riskini arttıracağına ait bilimsel bir açıklamayı goremiyoruz. Su gereksinimi riskinin arttırılacağı söyleniyor lakin bilimsel olarak bu projenin su kaynaklarının yüzde 3’üne tesiri var. Ayrıyeten Kanal İstanbul yapıldığında yüzde 3 olan tesirin 40-50 kat fazlası İstanbul’un su kaynağı muhtaçlığını karşılayacak biçimde düşünülmüş” dedi.
Bilim erkeklerinın Kanal İstanbul projesiyle denizdeki canlı hayatının da etkilenmeyeceği istikametinde raporları olduğuna işaret eden Kurum, “Ya Kanal ya İstanbul’ diyerek projeye karşı çıkmanın hiçbir bilimsel açıklaması yok. Yalnızca siyasi bir algı üzerinden bu süreç yürütülmeye çalışılıyor” diye konuştu.
“BİZE TAAHHÜT EDİLEN FİNANSMANIN SAĞLANMASINI BEKLİYORUZ”
Murat Kurum, Türkiye’nin dünyanın başka ülkelerine nazaran dünyayı daha az kirletmesine karşın iklim değişikliğiyle ilgili bütün ülkelerden daha fazla ve kararlı adımlar attığını lisana getirdi.
Çevreyi kirleten tesislerin kontrollerinin devam ettiğini aktaran Kurum, “2020 yılında 39 bin 220 etraf kontrolü yapılmış, bu çerçevede toplamda 4 bin 891 tesise 240 milyon lira idari para cezası uygulanmış ve 298 işletme kapatılmıştır. 2021 yılının birinci 6 ayında ise 18 bin 159 etraf kontrolü yapılmış, toplam 118 bin 800 milyon lira idari para cezası verilmiş ve 202 işletmenin faaliyeti durdurulmuştur” bilgisini paylaştı.
Türkiye’nin çekincelerini anlatan Kurum, “Dünyayı kirletmişler, santrallerini ülkelerinin dışına kurmuşlar. Artık de bize ‘büyümeyin, sanayileşmeyin’ diyorlar. Biz hem büyümek hem ülkemizi geliştirmek tıpkı vakitte etrafımıza onların kelamda sahip çıkmasından kat kat ziyadesiyle sahip çıkmak zorundayız. Biz bunu yapıyoruz. Yeşil alanların ölçüsünü arttırıyoruz. Her vilayetimizde bu projeleri nazaranbilirsiniz” halinde konuştu.
“ÜLKEMİZE BİR HAKSIZLIK KELAM KONUSU”
Paris İklim Mutabakatı’na taraf olunsa da olunmasa da Türkiye’nin iklim değişikliğinin tesirini azaltmak için taraf olan ülkelerden daha fazla adımlar attığını ve atmaya devam edeceğini lisana getiren Kurum, şöyleki devam etti:
Ülkemize bir haksızlık kelam konusu. Biz esasen sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Atılması gereken adımları atıyoruz. Fakat bize olan haksızlığın da giderilmesi bütün partileri ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ilgilendirmektedir. Biz Paris Sözleşmesi’ne taraf olmak konusunda tüm çalışmaları yapıyor ve adımlarımızı hesaplıyoruz. Bu hesaplar çerçevesinde hareket ediyoruz. Avrupalı önderlerin Paris Mutabakatı çerçevesinde oluşturulması planlanan 100 milyar dolarlık fondan Türkiye’yi faydalandıramadıkları istikametinde beyanları oldu. Bir mutabakat kelam konusu, bize taahhüt edilen finansmanın sağlanmasını bekliyoruz. Onların kelamlarını tutmasını bekliyoruz. Kelamlarını tutmasına müteakip biz de üzerimize düşen esasen yaptığımız sorumluluğu, Meclisimizle bir arada yürütürüz. Lakin şu anki haksızlık giderilmeden bu biçimde bir adım atarsak vatandaşlarımıza, milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz. Bir kuyumcu hassasiyetiyle devletimizin tüm haklarını savunuyoruz.