Anette Galskjot: Türkiye ile muahedemiz yeni projelerin önünü açacak Galskjot, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye rüzgar dalının her yıl yaklaşık 500 megavatlık istikrarlı bir şurası güç artışıyla son 10 yılda Avrupa’nın en büyük piyasalarından biri haline gelerek kendini ispatladığını söylemiş oldu.
Yerli katkı mecburiliği ve yenilenebilir güç destekleme düzeneğinin da rüzgar sanayisinin gelişmesini desteklediğini vurgulayan Galskjot, “İnovasyon, iş birliği ve yeşil iş imkanlarına yönelik hala gelişebilecek alanlar mevcut. Yerli endüstride Danimarkalı şirketlerle iş birliği yapmaya hazır hayli önemli milletlerarası oyuncuların da olduğunu gözlemliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Galskjot, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bilgilerine nazaran Danimarka’dan Türkiye’ye 2002-2020 senelerında 642 milyon dolarlık, Türkiye’den Danimarka’ya ise 25 milyon dolarlık direkt yabancı yatırım gerçekleştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu yatırımların daha epey güç, ulaşım ve altyapı bölümlerine odaklandıklarını görüyoruz. Geçen yıl, dünyanın güç denetim sistemleri, otomasyon ve güç verimliliği alanlarında en büyük şirketlerinden biri olan Danimarka firması Danfoss, 3,3 milyar dolara Eaton Hydraulics’i satın aldı. Eaton Hydraulics, Türkiye’de 2 bin 500 çalışanıyla fazlaca büyük bir üretim fabrikasına sahip. LM Wind Power’ın 2017’de Türkiye pazarına girmesi de öbür Danimarkalı firmaların rüzgar gücü tedarik zincirine girmesine vesile olmasıyla diğer bir dönüm noktası oldu. Yakın piyasalardaki sürdürülebilir tedarik zincirlerinin daha da rekabetçi hale gelmesinin ehemmiyet kazandığı salgın daha sonrası yeni dünyada, Türkiye ile Danimarka içindeki yatırımların daha da artmasını umuyoruz.”
“TÜRKİYE’DEKİ PROJELER İÇİN DANİMARKA YATIRIM FONU IFU’YU İŞİN İÇİNE DAHA FAZLA KATMAK İSTİYORUZ”
Hükümetler ortası projeleri kritik kapasite geliştirme araçları olarak gördüğünü lisana getiren Galskjot, Türkiye ile Danimarka içindeki Stratejik Dal İş Birliği Mutabakatı yardımıyla yenilenebilir güç kesimine epeyce daha fazla yatırım ve finansman sağlanabileceğini söylemiş oldu.
Galskjot, stratejik bölümlerdeki Danimarka yatırımlarının Danimarka’nın ihracat kredisi kuruluşu EKF tarafınca desteklendiğini belirterek, “Türkiye’deki projeler için Danimarka yatırım fonu IFU’yu işin içine daha fazla katmak istiyoruz.” diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki gelişmelere nazaran gelecek yıl Türkiye’ye iki delegasyon ziyareti planladıklarını aktaran Galskjot, şu biçimde devam etti:
“Bunlardan biri rüzgar gücü, oburu ise su, atık su teknolojileri ve güç verimliliği odaklı olacak. Kovid-19’dan daha sonra Türkiye’ye ilgi gösteren ve Türkiye’yi ihracat, eser ve ekipman tedariki noktasında bölgesel bir merkez olarak nazarann Danimarkalı şirketlerin sayısının arttığını görüyoruz. Erişilebilir ve pak güç, Danimarka’nın yeni iklim stratejisinin belkemiğini oluşturuyor. Ülkemiz global sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm ajandasına katkı sağlamaya sıkı sıkıya bağlı. Bu, Danimarka’nın ikili bağları ve dış siyasetini da şekillendiriyor.”
Galskjot, iki ülke içindeki Stratejik Bölüm İş Birliği Muahedesi’nin bölgesel ısıtma ve deniz üstü rüzgar gücü alanlarında yeni projelerin önünü açarak yeşil finansman çekebileceğine işaret ederek, “Danimarka Exim Bankası’nın yeni finansman aracı EKF Yeşil Dönüşümü Hızlandırma Programı ile Türkiye’deki fizibilite çalışmalarına finansman takviyesi verilebilir.” sözünü kullandı.
KAYNAK: AA
Yerli katkı mecburiliği ve yenilenebilir güç destekleme düzeneğinin da rüzgar sanayisinin gelişmesini desteklediğini vurgulayan Galskjot, “İnovasyon, iş birliği ve yeşil iş imkanlarına yönelik hala gelişebilecek alanlar mevcut. Yerli endüstride Danimarkalı şirketlerle iş birliği yapmaya hazır hayli önemli milletlerarası oyuncuların da olduğunu gözlemliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Galskjot, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bilgilerine nazaran Danimarka’dan Türkiye’ye 2002-2020 senelerında 642 milyon dolarlık, Türkiye’den Danimarka’ya ise 25 milyon dolarlık direkt yabancı yatırım gerçekleştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu yatırımların daha epey güç, ulaşım ve altyapı bölümlerine odaklandıklarını görüyoruz. Geçen yıl, dünyanın güç denetim sistemleri, otomasyon ve güç verimliliği alanlarında en büyük şirketlerinden biri olan Danimarka firması Danfoss, 3,3 milyar dolara Eaton Hydraulics’i satın aldı. Eaton Hydraulics, Türkiye’de 2 bin 500 çalışanıyla fazlaca büyük bir üretim fabrikasına sahip. LM Wind Power’ın 2017’de Türkiye pazarına girmesi de öbür Danimarkalı firmaların rüzgar gücü tedarik zincirine girmesine vesile olmasıyla diğer bir dönüm noktası oldu. Yakın piyasalardaki sürdürülebilir tedarik zincirlerinin daha da rekabetçi hale gelmesinin ehemmiyet kazandığı salgın daha sonrası yeni dünyada, Türkiye ile Danimarka içindeki yatırımların daha da artmasını umuyoruz.”
“TÜRKİYE’DEKİ PROJELER İÇİN DANİMARKA YATIRIM FONU IFU’YU İŞİN İÇİNE DAHA FAZLA KATMAK İSTİYORUZ”
Hükümetler ortası projeleri kritik kapasite geliştirme araçları olarak gördüğünü lisana getiren Galskjot, Türkiye ile Danimarka içindeki Stratejik Dal İş Birliği Mutabakatı yardımıyla yenilenebilir güç kesimine epeyce daha fazla yatırım ve finansman sağlanabileceğini söylemiş oldu.
Galskjot, stratejik bölümlerdeki Danimarka yatırımlarının Danimarka’nın ihracat kredisi kuruluşu EKF tarafınca desteklendiğini belirterek, “Türkiye’deki projeler için Danimarka yatırım fonu IFU’yu işin içine daha fazla katmak istiyoruz.” diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki gelişmelere nazaran gelecek yıl Türkiye’ye iki delegasyon ziyareti planladıklarını aktaran Galskjot, şu biçimde devam etti:
“Bunlardan biri rüzgar gücü, oburu ise su, atık su teknolojileri ve güç verimliliği odaklı olacak. Kovid-19’dan daha sonra Türkiye’ye ilgi gösteren ve Türkiye’yi ihracat, eser ve ekipman tedariki noktasında bölgesel bir merkez olarak nazarann Danimarkalı şirketlerin sayısının arttığını görüyoruz. Erişilebilir ve pak güç, Danimarka’nın yeni iklim stratejisinin belkemiğini oluşturuyor. Ülkemiz global sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm ajandasına katkı sağlamaya sıkı sıkıya bağlı. Bu, Danimarka’nın ikili bağları ve dış siyasetini da şekillendiriyor.”
Galskjot, iki ülke içindeki Stratejik Bölüm İş Birliği Muahedesi’nin bölgesel ısıtma ve deniz üstü rüzgar gücü alanlarında yeni projelerin önünü açarak yeşil finansman çekebileceğine işaret ederek, “Danimarka Exim Bankası’nın yeni finansman aracı EKF Yeşil Dönüşümü Hızlandırma Programı ile Türkiye’deki fizibilite çalışmalarına finansman takviyesi verilebilir.” sözünü kullandı.
KAYNAK: AA