7 bin 500 yıllık tarihi kalıntılar bulundu Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesindeki Domuztepe Höyüğü’nde yapılan arkeolojik hafriyatlarda yaklaşık 7 bin 500 yıl öncesine ilişkin köy kalıntıları bulundu. Hafriyat Lideri Doç. Dr. Halil Tekin, buldukları köyün yerleşim yerinin son sakinleri olduğunu, gelecek yılki hafriyatlarda 9 bin yıl evvelki köy kalıntılarını bulmayı hedeflediklerini söylemiş oldu.
Taş çağına ilişkin dünyadaki en büyük hafriyat arkeolojik alanı Domuztepe Höyüğü’nde 5 Ağustos’ta başlayan arkeolojik hafriyatlar devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığındaki 15 kişilik hafriyat takımı tarafınca yürütülen çalışmalarda 7 bin 500 yıl öncesine ilişkin bir köyün kalıntılarına ulaşıldı.
Çalışmaları pahalandıran Doç. Dr. Halil Tekin, Domuztepe’nin fazlaca değerli bir arkeolojik hafriyat alanı olduğunu söylemiş oldu.
Höyüğün 22 hektar üzere devasa bir alanı kapsadığını kaydeden Doç. Dr. Tekin, şu biçimde devam etti:
“Yaklaşık 4 haftalık bir çalışmanın akabinde yerleşimin son sakinlerinin köy kalıntılarını bulduk. Taş temelli, muhtemelen üzeri çamurdan ve kerpiçten yapılmış lakin sıklıkla ahşap gibisi bir bina yahut çardak gibisi yavaşça materyal ile yapılmış kalıntılar bulduk. Bunlar, ömür biçimleri bakımından değerlendirildiğinde günümüz Yörük hayatına benzeri yani mevsimlik hareketler ortasında olan, ilkbaharda yaylalara çıkan, sonbaharda yeniden dönüp burada iskan eden bir topluluğun izi olarak karşımıza çıkıyor. Şu anda bulduğumuz bilgiler, eldeki bulgular son sakinlerin yani şu anda bulduğumuz köyü terk edenlerin yaklaşık 7 bin 500 yıl evvel hayatış ve burayı terk etmiş olarak gösteriyor. Köyde gündelik meskenlerin yanı sıra silolar var. örneğin 1 numaralı bir silo gün ışığına çıkartıldı 3 metre çapında. Demek ki bunlar birtakım bitkileri, zerzevatları kurutuyorlardı. Et, kutuluyordu. Nasıl ki kışlık zahire dediğimiz gelenek bugün hala Anadolu’da ve yakın coğrafyada devam ediyorsa aslında burada da benzeri bir şey yapılıyor. Muhtemelen bu silo temelinin üzerine yükselen ahşap ve birden çok katı olan yerde şiddetli rüzgarda kurutma unsurumu yapılıyordu yani günümüzde yapıldığı üzere.”
‘Gelecek yıl 9 bin yıl evvelki kalıntılara ulaşmayı hedefliyoruz’
Kalıntılara bakıldığında buldukları yerin bir köy yerleşimi olduğunu belirten Doç. Dr. Halil Tekin, “Burası bir köy yerleşimi. Daha da farklı köyler bulacağız hafriyatlar devam ettikçe. Bu yıl, yerleşimin son köyünün katmanlarını bulduk. Gelecek yıl hafriyatları için kamulaştırmamız tamamlandı. Höyüğün doğu kesitinde ana toprağa yakın bir yerde çalışmayı planlıyoruz. Orada da yerleşimin en eski köyüne ulaşmayı hedefliyoruz, yani 9 bin yıl evvelki birinci köy kalıntısına” diye konuştu.
Taş çağına ilişkin dünyadaki en büyük hafriyat arkeolojik alanı Domuztepe Höyüğü’nde 5 Ağustos’ta başlayan arkeolojik hafriyatlar devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığındaki 15 kişilik hafriyat takımı tarafınca yürütülen çalışmalarda 7 bin 500 yıl öncesine ilişkin bir köyün kalıntılarına ulaşıldı.
Çalışmaları pahalandıran Doç. Dr. Halil Tekin, Domuztepe’nin fazlaca değerli bir arkeolojik hafriyat alanı olduğunu söylemiş oldu.
Höyüğün 22 hektar üzere devasa bir alanı kapsadığını kaydeden Doç. Dr. Tekin, şu biçimde devam etti:
“Yaklaşık 4 haftalık bir çalışmanın akabinde yerleşimin son sakinlerinin köy kalıntılarını bulduk. Taş temelli, muhtemelen üzeri çamurdan ve kerpiçten yapılmış lakin sıklıkla ahşap gibisi bir bina yahut çardak gibisi yavaşça materyal ile yapılmış kalıntılar bulduk. Bunlar, ömür biçimleri bakımından değerlendirildiğinde günümüz Yörük hayatına benzeri yani mevsimlik hareketler ortasında olan, ilkbaharda yaylalara çıkan, sonbaharda yeniden dönüp burada iskan eden bir topluluğun izi olarak karşımıza çıkıyor. Şu anda bulduğumuz bilgiler, eldeki bulgular son sakinlerin yani şu anda bulduğumuz köyü terk edenlerin yaklaşık 7 bin 500 yıl evvel hayatış ve burayı terk etmiş olarak gösteriyor. Köyde gündelik meskenlerin yanı sıra silolar var. örneğin 1 numaralı bir silo gün ışığına çıkartıldı 3 metre çapında. Demek ki bunlar birtakım bitkileri, zerzevatları kurutuyorlardı. Et, kutuluyordu. Nasıl ki kışlık zahire dediğimiz gelenek bugün hala Anadolu’da ve yakın coğrafyada devam ediyorsa aslında burada da benzeri bir şey yapılıyor. Muhtemelen bu silo temelinin üzerine yükselen ahşap ve birden çok katı olan yerde şiddetli rüzgarda kurutma unsurumu yapılıyordu yani günümüzde yapıldığı üzere.”
‘Gelecek yıl 9 bin yıl evvelki kalıntılara ulaşmayı hedefliyoruz’
Kalıntılara bakıldığında buldukları yerin bir köy yerleşimi olduğunu belirten Doç. Dr. Halil Tekin, “Burası bir köy yerleşimi. Daha da farklı köyler bulacağız hafriyatlar devam ettikçe. Bu yıl, yerleşimin son köyünün katmanlarını bulduk. Gelecek yıl hafriyatları için kamulaştırmamız tamamlandı. Höyüğün doğu kesitinde ana toprağa yakın bir yerde çalışmayı planlıyoruz. Orada da yerleşimin en eski köyüne ulaşmayı hedefliyoruz, yani 9 bin yıl evvelki birinci köy kalıntısına” diye konuştu.